RUH DEPREMİM
Depremler oluyor benliğimde, en dipten sarsılıyorum, taşlar yerinden oynuyor. Zahirde görünen yerini yıkıntıya bırakıyor. Güven simgesi binalarımı yıkılıyor ne kadarda çürüklermiş meğer. Kırlangıç yuvası daha sağlam. Yanlış yere derme çatma bırakılmış tuğlalar, gelişi güzel lütuf gibi düzenlenmiş mekanlar hepsi yerle bir. Ayağıma takılıp tökezletiyorlar. Üzülüyor muyum? Hayır zaten çürük, kokuşmuş, yosun bağlamış! Yeniye yer açılıyor.
Toprak kokusunun yerini yosun kokusu alıyor. Deniz ve ufuk çizgisi, ruhum kadar geniş engin. Kanatlarım açılıyor, sonsuzluğa uçmak istercesine, hepsi vuslata hazırlık, gökyüzü ışıl ışıl güneşini salıyor üzerime, gözlerim kamaşıyor ufku görüyorum hürlük açılıyor önümde. Dalgalar ayaklarımın dibinde hışırdayarak okşayıp çekiliyor, ıslak kum dibe doğru çekiyor beni, korkma diyor benden zarar gelmez.
Deniz çok cömert tüm pırıltılarını benim için yansıtıyor, iyot kokusu, yosun kokusu hücrelerime işlesin pis kokular bir daha ulaşamasın istiyor. Bakışlarım ışıltıdan kamaşıyor, ufuk çizgisi bilinmezliği simgeliyor, git gidebildiğin kadar, gökyüzü keşfet diyor aç kanatlarını uç uçabildiğin kadar. Küçük meltemlerle avunacağına rüzgara dönüş fırtına yarat , kara siluetleri ardında bırak, karanlık karanlığından memnun, karanlık olduğunun farkında değil, ışığın varlığından haberi yok. Benliğim ışığına aşık, aydınlığına kavuşmuş, çevirir mi tekrar yüzünü karanlığa?