GAZAP
Ellerim bomboş, avuç içlerime bakıyorum, umudun sönmüş ışığında dünya loş! Çabalar, emekler, geçmişin tozlu sayfalarında silikleşiyor hiç yaşanmamışçasına…Doğru diye dayatılan yalanların uhrevi halleri iblis silüetinde. Alev, gazap sarmalının içerisinde kanlı gözleriyle korkutarak bana bakıyor.
Kandırabilmenin eminliği ile dehşet saçıyor. Uyutulmuş ruhlar, uyuşturulmuş zihinler karanlığın en koyu kuytularında, labirentin sıkışmış köşelerinde, ödül vaadiyle avunduğunu sanan benlikler,hiçliğe mahkum olmuş taş yüreklerini, nefretin korunda eritmeye çalışıyorlar.
Sevginin yer bulamadığı kalpleri, yarattıkları ateş çukurunda, kavrulanlara gazap elçiliği yaparak, inanmanın katran haliyle böbürleniyor! Sarsılmaya gerek duymadan…
Yaşam yolculuğundaki kutsi görevleri, serap misali mutluluklarını garantilemenin yolu, akreplerin solucanların dolandığı ruhlarıyla cehennemi yaratmak. Günahı yaşayamamanın sevap avuntusu, cehennemlerini bayram yeri kılıyor, bedbahtlığın şaşaasında…