Uşak Escort Eskişehir Escort Van Escort Edremit Escort Mersin Escort Tarsus Escort Akdeniz Escort Erdemli Escort Mezitli Escort Silifke Escort Toroslar Escort Yenişehir Escort Antalya Escort Alanya Escort Kuşadası Escort Marmaris Escort Bodrum Escort Fethiye Escort Çorlu Escort Çerkezköy Escort Konya Escort Kayseri Escort Diyarbakır Escort Van Escort Bağcılar Escort Küçükçekmece Escort Esenyurt Escort Bursa Escort Çanakkale Escort Erzurum Escort Trabzon Escort Denizli Escort Edremit Escort İzmir Escort Çeşme Escort Bornova Escort Karşıyaka Escort Buca Escort Bodrum Escort Porno gavat Porno Porno Grup Sex Türkçe Altyazılı Porno Hırsız Porno Hd Porno Amatör Porno Ensest Porno Gavat Porno Genç Porno Hd Porno Konulu Porno Liseli Porno Oral Seks Porno Türk Porno Türbanlı Porno Türkçe Altyazılı Porno Zenci Porno Lezbiyen Porno Van Escort Ankara Escort Hatay Escort Afyon Escort Batman Escort Gaziantep Escort Mardin Escort Kayseri Escort Eskişehir Escort Konya Escort Adana Escort Mersin Escort Diyarbakır Escort Ofis Escort Bağlar Escort Kayapınar Escort Yenişehir Escort Fethiye Escort Marmaris Escort Kocaeli Escort Denizli Escort Gaziantep Escort İzmit Escort İzmir Escort Bornova Escort Buca Escort Çeşme Escort Karşıyaka Escort Konak Escort
Şule Becer

Şule Becer

Gerçek
suleaknc335@gmail.com

CEHENNEM

08 Haziran 2024 - 09:58

                                                  CEHENNEM
   Önümde puslu bir yol, içimde ürpertiyle yürüyorum. Etrafta karanlık gölgeleriyle gökyüzünü kapatan ağaçlar, yol bazen taşlı, bazen dikenli, çukurlara takılıyorum, hendekler kazılmış, yaşam yolculuğunda hepsi tuzak, savaşa hazırlık.
  Geçmişime doğru ilerliyorum, karşıma sıvaları dökülmüş, iri düz taşlardan basamakları yapılmış, duvar diplerinden yabani otlar fışkıran eski bir bina çıkıyor. İçeriden, duyulmayan ama kalbime ulaşan bir feryat beni çağırıyor.
 Tahta kapıyı yavaşça ittiriyorum, toz kokusu çarpıyor burnuma, yerde yıpranmış bir kilim, kenarda sandık üzerinde yığılı yatak yorgan, duvarlarda cehennem hatırlatıcı kutsal imgeler.
   Köşede küçük bir oğlan çocuğu, yüzünde morluklar, kolunda sopa izleri, elinde kuru ekmek, korkuyor bir adım geri kaçıyor, diz çöküp gözlerine bakarak ellerini tutuyorum. Ürkek, bir o kadar da şefkate muhtaç, kalbindeki yaradan akan kanlar gözlerindeki ışığı söndürmüş.
   Ahmet, ben geldim, nasılsın diyorum, üvey babasının onu nasıl dövdüğünü aç bıraktığını, annesinin onu korumamasını, üvey kardeşlerinin dayak yerken yaşadıkları mutluluğu anlatıyor. Yanaklarını okşayıp sadece sarılıyorum…
    Umutsuz feri sönmüş bakışlarından içine dalıyorum, kalbinde kasvet, fırtına,  hüzün, acı, intikam hisleriyle dolu, ruhu sarsılıyor, uçup sonsuzlukta  kaybolmak istiyor, zihnini korku, dehşet ele geçirmiş. Kalbinde sıcacık bir kuytu görüyorum ışıl ışıl, kaçıyorum ardıma bakmadan dayanılacak gibi değil.
   Etraftaki insanlara bakıyorum, kadınların kumaş parçalarından gözükmüyor, erkekler çok namuslu! gazap elçilerinin yarattığı cehennemde, cenneti garantilemişler!
     Alnından sevgiyle öpüyorum, gözlerinin en derinlerine dalıp, sen çok değerlisin, kendini çok ama çok sev, kalbini sevgiye kapatma, sen eşsizsin… Yüreğindeki ışığın tüm yaşamını ele geçirmesini dileyerek benliğimdeki sarsıntıyla ayrılıyorum ….

 

Bu yazı 311 defa okunmuştur.