Yüzyılın seçimine günler, saatler kaldı. 14 Mayıs seçimlerine kalan iki Cumartesiden ilkinin sabahında telefon telefon üstüne çalıyordu. Kavaklıdere ilçe başkanımız Mehmet Gülhan “Hocam nerde kaldınız. Hadi bekliyoruz. Bahar geldi gelecek. Aman sakın geç kalma erken gel”. Ben yardımcım Avni Hasan Koç ile Göcek’ten çıktık erkenden yetişmeye çalışıyoruz 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun resimleri ve “Sana Söz” yazılı eski model Peugeot minibüs ile Ula’nın vefakar cefakar Çiçekli Belini tercih ettik. 1-2 günlük yağmurdan sonra bahar coşmuş. Tüm Türkiye’de olduğu gibi dağlar taşlar yeşillenmiş çiçeklenmiş. Bal arıları o çiçek benim bu çiçek benim, hiç yorulmadan bir ondan bir bundan demeden her çiçekten çiçek özü, polen topluyorlardı.
Bizim emektar minibüs yollarda, köylerde, şehirlerde “Sana söz yine baharlar gelecek… Sana söz ışık sönmeyecek. Söööz, Söööz, Söööz,Söööz, Söööz...
Bay Kemal sözünden dönmeyecek…” tekrar tekrar çalarak yoluna devam ediyordu.
Levent Yüksel’in 1993 yılında söylediği o günlerde de dilimizden düşmeyen “Tuana” şarkısı birden Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonra bütün Türkiye’nin umut dolu şarkısı oluverdi.
Şarkının sözleri o kadar güzel ki günümüz Türk insanın tüm umut dolu duygularını yansıtıyor.
Şiirin, şarkının bir başka dörtlüğünde;
“Tut, asırlık umutlarla acılarla
Tut, bırakma peşini hayatın ateşini gel
Ah, akıp gider oyun akıp gider
Devam eder hayat
Ah, uyan da gel Tuana
Yüreğim kan ağlıyor
Sana söz yine baharlar gelecek
Sana söz ışık sönmeyecek
Ölüm yok ki Tuana uyan
Şimdi yaşanacak…”
Gerçekten de asırlık bir umutla son haftaya girdik.
Hele Tuana’nın anlamını öğrenince bir başka heyecan duyuyor insan. Sanki bizim emektar Peugeot da daha hızlanıyor. Kavaklıdere’ye doğru…
Tuana ismi, oldukça eski dönemlerden bu yana kullanılıyor. Sözcük, Farsça’da "Güçlü kudretli kadın" anlamında kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra ismin eski Türk toplumlarında da kullanıldığı bilinmektedir.
Tuana ismi, eski toplumlarda Kadın hükümdarlar için de kullanılırmış. Hükümdarların eşleri de bu isimle anılmaktaymış. Ayrıca Tuana isminin anlamı cennet bahçelerine düşen yağmur olarak yorumlanmaktadır.
“Tuana, uyan artık, sana söz, yine baharlar gelecek, Sana söz ışıklar sönmeyecek. Sana söz, sana söz…”
Ben çiçek, böcek, arı, Tuana derken varıvermişiz Kavaklıdere’ye.
İlçe binasını önünde bekliyor Kavaklıderenin çalışkan emekli öğretmeni Mehmet Gülhan ve kadın kolları, gençlik kolları, emektarları…
“Hocam önce Çarşı Furuncunun, İki gencimizin düğün yemeği var. Düğün salonuna geçelim” dediler.
Düğün salonunda Bodrumlu ve Kavaklıdereli iki gencin düğününde yüzler gülüyordu, Geleneksel etli nohut, keşkek, salata, yoğurtlama ve tatlısını yedikten sonra yaşama umutla bakan gençleri kutladık.
Düğün yerinden ayrılırken Başkan Gülhan “İçimizi serinleten bu gençler geleneğimize de sahip çıkıyorlar. Taa Bodrum’dan deve getirtip kızın çeyizini deveyle taşıdılar.”
Hem geçmiş hem gelecek bir arada… Ne güzel ne büyük mutluluk. Bir kez daha döndüm çağdaş Türkiye’nin gençlerini ve ailesini tekrar kutladım.
Çarşı esnaflarını dolaştık, yılların boynu bükük partilisi rahmetli Koca Memed’in oğlu duayenlerimizden Mehmet Uslu amca elinde bastonuyla Muhtar İzzet’in kahvehanesine yamula yumula masama kadar geldi büyük bir hasretle öpüştük. “Bu sefer oldu. Başardık!” derken ağlayacak gibi oldu. “70 senedir bekliyorum bu günleri dedi”…
“Ne içersin diye sordum…” “Kahveci bilir. 30 senedir hiç değiştirmedim. Her sabah gelir aynı saatte oraletimi içerim.. Havayı yoklar bastonumla tekrar evime giderim” dedi. Umutlu olmak, baharı getirmek ne güzel… Hele bir asır sonra…
Caddenin bitimindeki mobilya işleme atölyesine girdik. Gençler, çıraklar çalışıyor. Ustaları onları eğitiyor. Biz içeri girince durdular, bize yöneldiler. “Hoşgeldin. Kolay gelsin” diyaloğundan sonra; Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sana Söz” broşürlerinden verirken, üstü başı talaş olan Z gençliğinden biri “Bu broşürü özenle saklayacağım. Gelecek hafta 13. Cumhurbaşkanımız olarak aynamın önüne asacağım” demesin mi!.. Bizde oradaki diğer çalışanlar ve ustaları da epey keyiflendik. Alnından öpüvermişim…
2011 yılından bu yana tanışıklığım olan ilçe başkanı yine minibüsünün şoför koltuğuna oturdu, Menteşe Mahallesine doğru yol alıyoruz. “Mermer dağı Madran’ın Muğla’ya bakan yamacına yerleşen Kavaklıdere’nin hem tarihi hem arkeolojisi hem de kültürü çok derinlere dayanır” diye sözüne devam etti. Yeni bir kitap yazdım. Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesine verdim. Basmaları için sıraya koymuşlar. Geri alıp tekrar kendim bastıracağım. Bahar geldi. Benim kitabımda gün yüzüne çıkmalı…” dedi.
Kitapta neler var diye sorunca. Öncelikle Kavaklıdere’nin tarihi, kültürü, Yörükleri, mermerleri, doğası var. En önemlilerden biri de Bozdoğan Yolu üzerinde Çayboyu mevkiindeki Hyllarima Anfi Tiyarosudur. Mutlaka görmelisin…” dedi.
Ayrıca kitabından “Kavakdereli” olmanın dörtlüğünü anlattı. “Kavaklıdere diye düzeltecek oldum. Yok yok “Kavak Dereli derler eskiler” diye ekledi. “Aslı şöyle” tekerlemeye devam etti..,
“Çınara kavak demediysen
Ay tutulunca tüfek atmadıysan
Dışocakta badılcan biber gözlemediysen
Kavak Dereli değilsin sen.
Sacak* Nacak Elinkörü* kullanmadıysan
Çanak çömlek patlatmadıysan
Kavak Dereli değilsin sen.
Gerisini kitabımdan okun garii…”
Umutlar ve baharlar her gün biraz daha yükseliyor. Güçleniyor…
Sana Söz… Başaracağız..
*Ocakta tencere altına konan üçgen demir -sacayağı
**Büyük ocaklarda Ekmek piştikten sonra soğuması için üstüne asılan demir düzenek- sacayağı
08.05.2023
Göcek
YORUMLAR