Denizli Tülov temsilcisi Sidar Özalp gölgede 39, dışarda 42-43 dereceyi bulan yoğun ve sıcak bir günde Göcek’te Zeynebim Göcekiçi işyerine ziyaretime geldi. Yakında açılışını yapacağımız kitap kafe, e-ticaret işyerimizin mimarisini, doğasını, eksiklerini konuştuk. Klimalar çalışsa bile gölgede sıcak ve nem huzursuz ediyor. Ülke sorunlarının yanında, TÜLOV Vakfının yurtiçi-yurtdışı örgütlenme çalışmalarını konuştuk. 25 Eylül 2021 Cumartesi İzmir’de, siyasi parti liderlerinin de katılacağı Fütürizm çalıştay toplantısının ön çalışmalarının yanında düzenleme kurulunun, saat 20.00’de yeni moda, zoom toplantısında görüşeceğimiz konularının da ön görüşmesini gözden geçiriyoruz.
Sıkıntılı bir gün. Haberler geliyor. Dağ taş öbek öbek yanıyor. Bir yandan nem, sıcak, bir yandan yangınlar. Manavgat, Marmaris, Bodrum gibi ülkemin önde gelen turistik merkezlerindeki yangınlar… İnsanlıktan çıkmış çıldırmışlar, ormanları ve çaresiz ağaçları, doğada yaşayan canlıları cayır cayır yakıyorlar. Evler yanıyor. Ne uğruna? İster rant deyin, ister intikam, ister terör. Sonuçta ülkem, Anadolum yanıyor.
Saatler ilerlemiş, gün batıma geçmiş. Çok yakınımda yangın çıkmış gibi hâlâ yollar, asfaltlar sıcak. Azda olsa esinti var ama yakıcı bir alev yakası. Akşam yemeği için sahilde bir masaya oturduk. Sidar Özalp ve inşaat fakültesinden okul arkadaşı, Gökhan ile sohbette ülke yangınlarını, ekonomik durgunlukları, yoksullukları ve erken seçim tartışmalarını konuştuk.
Saat 20.00 karşımda TÜLOV ekibi ile CHP Emek grubu, Fütürizm program ve düzenlemesini görüşüyor ve tartışıyoruz zoom toplantısında. Öte yandan yangınları izliyoruz. Muğla’da sadece 7 merkezde yangın var. Yeni bir haber Köyceğiz Ağla yaylasında da yangın başlamış. Orada yaşayan meslektaşım, sınıf arkadaşım Dr. İbrahim Uysal’ı arıyorum. Sandras ormanlığında yangın başlatmış hainler. Alevler hızla yükseliyormuş. Kilometrelerce uzaktanda, Marmaris yangındaki alevlerin yükselişini kahrederek izlediğini anlatıyor. Telefon konuşmasında acılı ve ağlamaklı; “Milyonlarca mülteci, sığınmacı geldi. Afganistan'dan yeni milyonlar geliyor. Güzel ülkemin her yerinde her çeşit terörist var. Veriyorlar hainlerin ellerine çakmağı cayır cayır yakıyorlar. Yönetenlerin, yöneticilerin bu yangınlarda vebali çok ama çok!..” diyerek kapatıyor telefonu.
Kal desemde gitmeye kararlı, konuğumu Denizli’ye uğurladıktan sonra hüzünlü bir şekilde evime doğru giderken saatler gece yarısına yaklaşmasına karşın giden Sidar'ın ardından; Fethiye Belediyesi'nin mahallemizdeki hoparlörden yükselen anonslarında yangınlara karşı uyarı duyurularını duyuyordum. Evde de sıcağın ağırlığını hissettiğim bir ortamda koltuğa alışmaya çalışırken bir yandan klimanın bir yandan da televizyonun düğmesine basıyorum. İçimi acıtan yangın görüntüleri. Bir yandan sıcak, uyuyabilirsen uyu, koltukta sızmış kalmışım. Gece yarısını yeni geçmişti. Saat 01.30 dolaylarında telefon acı acı çaldı. Köyceğizden Ali Akdemir. Çocuklarının üzerine de nasıl titrerdi. Bu saatte neden arasın? Zaten uyur uyanık durumdayım. Bir kaç kez aradım telefon hep meşgul. Zaten uykumda yok. Hiç olmazsa yangın ile ilgili son haberlere bakayım dedim. Sosyal medyada facebookta Marmaris’teki yangında 25 yaşında, yangın söndürmeye yardımcı olan genç bir yurttaş dumandan boğularak ölmüş. Morktaymış. Bir daha döndüm baktım ismine. Şahin Akdemir, biraz önce telefon eden babası Ali Akdemir’in deli dolu yaşayan oğlu Şahin. Asker dönüşü komşusunun kızını kaçıran, bir çocuğuyla benim yanımda bir süre Tarım işçisi olarak çalışan Şahin. Ele avuca sığmayan delikanlı ormanları, tosba ( kaplumbağa) , tavşan, sincap ve şahinlere velhasıl tüm hayvanlara ağaçlara aşırı düşkün Şahin onları kurtarmaya çalışırken dumandan zehirlenmiş. Hastaneye kaldırılmış. Kurtarılamamış. Mekanı cennet olsun. Bu vatanı ilk günden bu yana emperyalistlere karşı koruyan nice Şahinleri şehit vermiş bir ülkeyiz. Yıldızlar yoldaşın, şahinler, kartallar kanatların olsun.
YORUMLAR