Güneşli de olsa insanın iliklerine işleyen bir havada Fethiye’nin Göcek Mahallesi Taşbaşı semtine doğru Daica Duster arabamla gidiyorum. Yol kenarları bembeyaz. Doğaya birinci kat boya yapılmış ta ikinci kat boyaya sıra gelmiş gibi. Her yer papatyalar ile dolmuş. Günlerden 20 Mart pazar. Eskilerin deyimi ile Mart dokuzuna (Haftı Hambal) 3 gün kalmış. Mart 22’sinde Güneş Hamel burcuna girer ve gece gündüz eşit olur. “Mart Dokuzu” olarak bilinen bu günde de bahar başlar. “Yılsırtı” yada “Nevruz” olarak da bilinen Mart Dokuzu toplumun milli hafızası olarak bilinen Halk Takvim (Türk Takvimi) kültürünün Anadolu’da hala önemini korumayarak yaşatılmaktadır. Babam doksan altılık Mehmet Demir aman Mart dokuzuna dikkat et “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” der. Nevruzda havalar nasılsa geri kalan 8 gününde aynı olacağı inancı vardır. Sonraki 8 gün gelecek olan 8 ayı temsil eder derler. Ben direksiyon başında bunları düşünürken mazotun azaldığını gösteren kırmızı ikaz ışığı yandı. Gözümün önüne, litresi 24 lira olan mazotun soğuk esen rüzgarın etkisini birden iki katına çıkarıverdi.
Üç yıl önce yanan Göcek Taşbaşı yolundan kıvrıla zirveye doğru çıkıyorum. Göcek Suuçtu şelalelerinin güzellikleri bile beni sakinleştiremediği duygular arasında telefonum ısrarla çalıyordu. İstanbul’dan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr Dursun Kırbaş arıyor. “Göcek’te yangın varmış. Mart ayında bu yangının işi de ne? Yine mi Göcek yanıyor. Yaka yaka bitirmediler.” diye hem serzenişte bulunuyor hemde detaylı bilgil almak istiyordu. Arabamı Kavak Maarının alt tarafında Güllük mevkiinde durdurdum. Bir yandan halkın Kızlan Belen dedikleri yerde daha yeni söndürülen yangının bitmeyen dumanlarını seyrediyor aynı zamanda telefonun diğer ucundaki arkadaşımı bilgilendiriyordum.
Gözüm yangın yerinin arkasındaki adalara ve koylara gitti. Yörük kızının boynundaki gerdanlık gibi salınan Göcek Koyları gözüme takıldı. Hüzünlendim. Bir iç çektim. “Beş dönüm çam ormanı yandı. Ya da yaktılar. Söndürüldü.” “Sevgili Dursun, asıl yangın Göcek Koylarında. İktidarın sata sata bitiremediği ülkemizde sıra artık donumuza geldiği bir noktadayız. Dünya güzeli Göcek koyları ihaleyle peşkeş çekiliyor. Asıl içimizi yakan yangın budur. Dün Göcek Meydanında buz gibi soğuk havada 1000 kişiyi aşan Göcek ve Doğa sevdalısı tarafından yapılan mitingde yapılacak ihaleler protesto edildi. Bu iktidarın yaptıklarına ‘Yetti Gari’. ‘Canımıza tak etti’ dediler.
Tam arabaya binerken yol kenarlarını boncuk gibi dolduran papatyaların soğuk soğuk esen deniz yelinin etkisiyle adeta kendi aralarında dans ediyorlardı. Haftaya 27 Mart Cumartesi günü Göcek Kültür ve Turizm Derneğinin düzenlediği “Göcek Ot Festivali” var. ‘Bir haftada papatyalar gibi binbir çeşit otlarımız da gelişir ve çoğalır mı?’ derken bir telefon daha geldi.
“Alo…Ben Kurtuluş Karaboğa. Ortaca Dalyan’dan arıyorum. Size papatyalar topluyorum. Papatyaları kurutup göndereceğim. Siz sebze, meyve ve bitki çayları paketleyip pazarlıyorsunuz. Benim papatyalardan paketleyin. Dalyanımızın papatyalarından da halkımıza şifa bulsun” dedi. “Bu soğukta zahmet etmişsiniz. Her papatya aromatik bitki çayı değildir. Oralardaki papatyalar bitki çayı için uygun mu?” diye sordum. “Bu işi bilen arkadaşım var. Ondan yardım alıyorum”.
Köşemizin adı” Arada Bir Sağlık” olduğuna göre yangın dı Göcek Koylarının ihalesiydi, satıldıydı satılmadıydı stresini biraz da olsa gidermek için bir bardak papatya çayına ne dersiniz.
Öncelikle papaya stres gidericidir. Uyku bozukluklarını giderir ve daha huzurlu uyumanızı sağlar. Bağırsakları çalıştırıcı etkisinden dolayı, ağır yemeklerden sonra papatya çayı mide rahatlatan bir çay olarak tüketilebilir. Eğer midede oluşan sancılarınız var ise sizi rahatlatır. Ayrıca papatya çayı tansiyon dengeleyici özelliği de vardır.
Papatyanın kanser hücre oluşumunu engellediği ile ilgili araştırmalar yapıldığı bilinmektedir. Bahar nezlesinin yoğun olduğu bu günlerde burun tıkanıklığının giderilmesinde de sıkça kullanılır.
Aromaterapi dediğimiz cilt rahatsızlıklarının giderilmesinde de kullanılan papatya suyunda antienflamatuar özellikler de vardır. Doğum yapan kadınların kesi-dikiş yerlerinin daha hızlı iyileşmesi için papatya oturma banyoları da sıkça önerdiğimiz uygulamalardan biridir.
Aşıkların “ Seviyorum-Sevmiyo” diye fal baktığı papatyaların çoğalmasını ve tüm ülkemize sağlık, mutluluk getirmesini, rengi gibi Aydınlık bir Türkiye’nin kapılarını açması en büyük dileğimizdir.
Sevgili Okuyucular Yeni Baharımızı başlatan Nevruzu içtenlikle kutlarım.
Göcek
21.03.2022
YORUMLAR