İtibar
Sonbahar günleri geride kaldı. Kış aylarından Aralık ayının son günlerine geliyoruz. Yeni yıla bir hafta kaldı. Tüm kuzey kutbunda olduğu gibi İzmir’de havalar soğudu. Ne sokakta ne genelde soğuktan yakınan yok gibi. Paltolar, kazaklar giyilmiş. Aralık ayının 23.günü. Türkiye Ekonomisi allak bullak olmuş. Dolar füze hızıyla 10 TL’den 18 Türk Lirasına çıkmış. Bir gece operasyonu ile 11 TL ye inmiş. Evini, geleceğini kaybedenler. Bir gecede yoksullaşan milyonların yanında zenginleşen bir avuç insan. Aldatılan, aldanan bir halk. Ortalık toz duman. Böyle bir ortamda TÜLOV Vakfının Saymanlığından son genel kurulda Genel Sekreterliğe seçilen Eczacı Barış Özgen “Yarın İsmet Paşa’nın doğduğu evde anma töreni var gelirmisin?” dedi.
24 Aralık sabah geç kalmamak için erkenden hazırlandım. Alsancak Hocazade Camii durağında Ízmir Tramvayını bekliyorum. Durakta sürekli uyarılar yapılıyor. Maskenizi takın diye. Koronanın yeni varyantı Omicronun konuşulduğu günler. Telefonuma gelen mesajları okuyorum. Fethiye’nin saygın iş adamı ve 1963 yıllarında Buca Orta Okulunda okuldan birlikte olduğum Nuri Arıkan’ın Korona dan vefat ettiğini öğreniyorum. Üzüntüm büyük. Ekonomik zorlukların yanında iki yılını tamamlayan Pandeminin Türkiye gibi tüm insanlığı sarsmaya deva etmesi, aşılarla ve önlemlere rağmen hala üstesinden gelememesi. “İnsanlık nereye gidiyor?” diye düşünürken, tramvayda geliyor. Tramvay hareket ederken gelen anons “maskenizi takın”. İnsanların yüzü asık. Sokakta moraller bozuk. Yaşana tabloyu anlatmak zor.
Konak ilçesinin Değirmen Dağının eteklerindeki Türk Yılmaz Mahallesinin yıllar öncesinin Mekke yokuşu, şimdilerin İnönü Sokaktaki İsmet İnönü Anı evi ve Kitaplığının kapısı önündeyiz. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Belediye Meclis Üyelerinin birkaçı, CHP Konak İlçe yöneticileri, Kadın Kolları, Muhtarlar tören saatini ve yeni seçilen ADD Genel Başkanı Dr Hüsnü Bozkurt’u bekliyoruz.
Gecikmeli de olsa Bozkurt ve ekibi İsmet Paşanın ölümünün 48.yıl anma törenine yetiştiler. Dr Hüsnü Bozkurt ile birlikte İzmir ADD yönetici ve gönüldaşları da törene katıldılar.
Atatürk Araştırmacısı Yazar Ahmet Güler’in açış konuşmasından sonra, Dr Bozkurt “Adeta içim titreyerek katıldığım bir tören. Çünkü burası laik cumhuriyetin, Kemalist cumhuriyetin kalbinin attığı yer. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü, dünyaya açık, nasıl aydın, nasıl kadın kıymeti bilen ve nasıl kültürle, sanatla, edebiyatla, müzikle iç içe olan büyük insanlardı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Mustafa Kemal Paşa tarafından kuruluyor. Vatan kurtarmışlar, o vatanda millet olduğunun farkında olamayan bir ahaliden bir millet yaratmışlar. Şimdi bu büyük insanları ne kadar şükranla ansak az gelir. Kemalist, laik cumhuriyeti korumak zamanı geçti. Şimdi laik cumhuriyeti yeniden kazanmamız gerekiyor. Tüm Türkiye’yi İzmir gibi yapmamız gerekiyor.”
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur da çocukluğunun ve gençliğinin en önemli yıllarını İzmir’de geçiren İsmet İnönü’nün hemşerisi olmaktan, anmaktan büyük gurur ve onur duyduğunu ifade etti. “İsmet Paşa, omuz omuza, bu ülkeyi Kurtuluş Savaşı’ndan laik cumhuriyete kadar getirip bizlere emanet eden en önemli kişilerden bir tanesi. Biz de İzmirli olarak, onun İzmirli olmasından onur ve gurur duyuyoruz”dedi.
Daha sonra müzeyi gezdik. Ne kadar mütevazi bir evmiş. Müze haline getirilmesi bile ciddi bir uğraş ve emek verilen bu evden, Ege Denizinin iki yakasında, Selanik’ten Mustafa Kemal İzmir Mekke yokuşundan İsmet İnönü birlikteliğinden çağdaş, laik bir Türkiye yaratılmış. Onun manevi huzurunda bulunmaktan büyük mutluluk duydum.
Müzeyi gezerken, İsmet Paşa’nın çocukluk ve gençlik yılları gözümün önüne geldi. İsmet Paşa’nın Dayısı tarafından verilen evin mutfağındayız; Müze Müdürü “ o zamanın mutfağında ocak sürekli yandığından evin en sıcak odası burası olduğu için banyolar da mutfakta yapılırmış” diye anlattı. Babası Reşat Bey, Adliye’de Sorgu Savcısı Yardımcısı olarak mütevazi koşullarındaki bu evde yetişen Türkiye’nin Kurtarıcı ve Kurucularından İsmet Paşanın panodaki pekçok resim ve fotoğraflar arasında, 1950 yıllarında muhalefette iken söylediği bir söze takılıyorum “…iktidarda kalmak değil, itibarda kalmak önemlidir”. Günümüzde yinelenmesi gereken tarihi bir söylem. Evet “itibarda kalmak” işte bunu yapabildiğimiz zaman ülkemiz de çağdaş toplumlar arasına girmiş demektir
Değerli okurlar; torunum Zeynep’in doğum gününde bu büyük insanı anmanın huzuru ve onuruyla yeni yılınızı içtenlikle kutlar, her şeyden önce sağlıklı ve mutlu bir yıl dilerim.
Dr Nurettin Demir
27.12.2021
YORUMLAR