93 harbi (1877-1878) sonrası bu coğrafyada yaklaşık yarım asır süren ardı ardına birçok savaş yaşandı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kuruluş yıllarında, Anadolu yorgun ve çok yoksuldu. 95-97 yaşındaki babam Mehmet Demir 1925 yıllarında dünyaya gelmiş. Daha 4-5 yaşında iken annesini kaybetmiş. Üvey annenin ellerinde büyümeye çalışır. Çocukluğunu çok az konuşur, öğrendiğim kadarıyla babam için acılı ve hüzünlü yıllarmış. Davar gütmek, ailenin en büyük çocuğu olarak gece gündüz çalışmak zorundaymış. Keçiler koyunlar, dağlar ormanlar arkadaşı olmuş. Üstüne üstlük okula gönderilmemiş ya da aileye yardım nedeniyle gidememiş. Çalışmak en büyük çocukluk sığınağı olmuş. Yalnızlık, yoksulluk ve acılarla birlikte büyümüş.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka dün memleketi Sakarya’da üretici, işçi kadınlar ve esnaf ile bir araya gelerek sorunlarını dinlemiş. Nazlıaka, Erenler ilçesindeki halde çalışan kadınları ziyaret etmiş. Nazlıaka, halde annesi ile patatesleri torbaya dolduran 10 yaşındaki Işıl isimli kız çocuğu ile sohbet etmiş, hal hatır sormuş. Okuma yazma bilmediğini söyleyen Işıl, “6 gün çalışıyorum, okula gitmiyorum” demiş. Cumhuriyetin 100.yılına doğru günlerin sayılır olduğu bir dönemde, 20 Kasım “Dünya Çocuk Hakları” gününde okula gidemeyen, çalışan, acı çeken yüzlerce, binlerce çocuktan biri Işıl. Anayasamızda bu ülkeyi yönetenlere geleceğimiz olan çocuklarımıza en iyi koşulları sağlama görevi veren maddeler var. Bir yanda yazılı yasalar bir yanda gerçekler.
TBMM üyeliğim dönemimde Kadın Erkek Eşitliği Komisyon üyesi iken “Çocuk Hakları Alt Komisyon” oluşturma çalışmaları sonuçlanmamıştı. Çocuk hakları ile ilgili çalışmalar incir çekirdeğini bile doldurmadı. Nihayet 2017 ve 2021 yıllarında iki alt komisyon kurulabildi. İnsan Hakları İnceleme Komisyon üyesi ve aynı zamanda “Çocuk Hakları Alt Komisyon” üyeliği de yapan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ı aradım ve sordum. “Mecliste var olan, Hem Aile ve Sosyal Politikalar Komisyonu’nun ‘Çocuk Hakları Alt Komisyonu’ hem de benim üyesi olduğum komisyon yani iki alt komisyonda çocuklarımız için hiçbir şey yapılmıyor. Dostlar alışverişte görsün misali göz boyamaya devam ediliyor” dedi. “Yoksulluk öncelikle çocukları vuruyor. Çocuklarla ilgili o kadar acı olaylar oluyor ki hiçbirini görüşemiyoruz üstüne gidemiyoruz” diye yakındı. “AKP ve MHP komisyonlarda çoğunlukta ve bu konular hiçbir zaman gündeme getirilmiyor. Örneğin, Mevsimlik işçi çocukları eğitimden yoksunlar. Eylül ortasında açılan okullara rağmen Dünya Çocuk Hakları günü olan 20 Kasım’a dek mevsimlik işçi çocukları okula gidemiyorlar. Yine aynı çocuklar Mart ayı sonu itibarıyla okullarını bırakıp mevsimlik çalışma alanlarına doğru yol alacaklar. Yeterince beslenemiyorlar. Üstelik uyuşturucu tacirleri, taciz, çalışan çocuklar, hele engelli ve mülteci çocuklarının sorunlarıyla ne TBMM ne de Devleti yönetenler ilgilenmiyor, görmezden geliyorlar. Çocuklarımızın sağlıklı, eğitilmiş ve mutlu olmaları temel görev olarak görülmüyor.”
Yoksulluk derinleştikçe insanlar yaşamlarını sürdürmenin ağırlığını daha çok hissederken, çocuklar derin bir acı içinde yaşamaya çalışıyorlar. Hatta yaşamlarını daha çocuk yaşlarında kaybediyorlar.
Bursa’da sokakta kağıt toplayan bir Suriyelinin 31 yaşındaki eşi ve 8 çocuğu yaşamını yanarak kaybettiler. Bunun nedenlerini tartışmayan bir Komisyon olsa ne olur olmasa ne olur?!
Ülkemizde olduğu gibi tüm dünya ülkeleri Anayasalarında “…çocuklar her alanda her konuda eşit haklara sahiptir” derken gerçekte değişen bir şey yok. Çocuklar için 100 yıl önce neyse bugünde aynı, yoksulluk en çok çocukları eziyor onlara acı vermeye devam ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu “bizim iktidarımızda çocuklar yatağa aç girmeyecek” derken bugünün gerçeklerini ortaya koyuyor.
Anayasamızın 10. Maddesinde çocuklarımız için pozitif ayrımcılık her alanda uygulanmalı. Her aileye destek güvencesi veren “Aile Destek Sigortası” uygulamaları aile ve çocuklarımız için en büyük güvence olacak.
Ey Ulu Türk büyükleri “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlu olsun.
Göcek
21.11.2022
YORUMLAR