Kuzey Hindistan, Keşmir - Ladakh gezimizin (08-18 Temmuz) sonuna geliyoruz. Aslında gezi yazıları özel bir ilgi ve deneyim gerekiyor. Benim gözümün arkasında kalanlar ya da beni etkileyenlerin bir kısmını sizlerle paylaşmaya çalıştım. Uzattığımın farkındayım. Beni etkileyen bu gezimizi sizlerle paylaşmadan edemedim. Çok uzattıysam affola.
Türkiye ve kuzey yarım küre 45-50 derecelere varan ve son yüzyılın en sıcak günlerini yaşarken biz Ladakh’ın en büyük yerleşim yeri Leh’e geldik. Leh Plaza'ya yerleştikten hemen sonra çarşı turu başladı. Daha önceden alışveriş noktaları tespit edilmiş. Çarşı ve mağazalar dolaşıldı. En güzel ve ilgi çekici hediyelikler, ihtiyaç malzemeleri yerleri tespit edildi. Kadın yol arkadaşlarımız kendi aralarında müthiş organize olmuşlar. Biz erkekler arkalarında. Pazarlıklar araştırmalar derken, asıl büyük alışverişi Çin sınırında yer alan Nubar Vadi gezisi sonrasına bırakıldı.
Benim ve eşimin Diplomatik pasaportu nedeniyle Nubar Vadisine geçişimiz özel izinle oldu. Oğlum Emre başta olmak üzere Hindistan Hükümetinin Yetkililerine teşekkür ederim.
13 Temmuz Nubar Vadisine doğru yola çıktık. 4-5 saatlik yol ama ne yolculuk. Ralli desem değil ama çok heyecanlı. Gangle köylerini geçen yol bizi dünyanın en yüksek motorsiklet yolunun zirvesine götürdü. Khardong La geçidi, 5359 m. yükseklikte. Bu arada Ağrı dağının zirvesi 5137 m. Yani 222 m daha yüksekteyiz. Gelen geçenler, onlarca motosikletli, fotoğraf çektirenler derken nefesimiz daralıyor. Oksijen satürasyonu epey düştü. Göğsü ağrıyanlar, başı dönenler derken vadiye doğru iniyoruz. Ne iniş amma uçsuz bucaksız “S” çizen yollar. Yamaçlar boşta duran kayalarla dolu. Her an yuvarlanacak gibi duruyorlar. Sık sık durduruluyoruz. Yol düzeltme ve asfaltlama çalışmaları var. Yüzlerce yol işçisi. Devletin toplumsal sorumluluk gereği kadın erkek iş olanağı sağlamış. Parmak kadar kadınlar koca koca taşları kaldırıp kaldırıp duvar yapıyorlar. Dağların yamaçlarında karınca misali soğuk, güneş demeden çalışıyorlar.
Nubar Vadisinde yeşillikler içinde bir köye geldik. Benim doğduğum Gölhisar Elmalıyurt (Pırnaz) köyü gibi. Sanki köyüme geldim. Bahçe içinde Larima North oteli var. O kadar temiz bir köy ki şaşmamak elde değil. Erken uyanıp köyü dolaşırken kadınların ve genç kızların, şarkılarla köyün yollarını süpürürken gördüğümde alkışladım ve birer selfi fotoğraf çektirdim. Benim anacığım gibi esmer güzelleri.
515 yıllık Deskit Gompa (monestery) ziyaret ettik. Dünyanın en eski ve en büyük Tibet Budist tapınağı. Vadiyi ikiye bölen nehre doğru bakan 33 m yüksekliğinde bir Buda. Benim boyum 1,66 m. Eh üst üste 20 Nurettin eder.
14 Temmuz aynı yoldan geri döndük. Leh’te çarşılardayız. Kapitalizmin kadınları neden bu kadar pohpohladığını daha yakından orada gördüm. Sevgililer günü, anneler günü, 8 Mart dünya kadınlar günü. Mağazalarda, raflardaki malzemeler ortaya saçılıyor, pazarlıklar yapılıyor, çaylar içiliyor. Bu alışverişlerle ilgili bir kitap yazılabilir.
15 Temmuz erkenden Phyang Festivali için hazırlandık. Unutulmaz bir gösteri. Göstericiler ayrı bir ilgi alanı, onları izlemeye gelenler bir başka çekici grup. Bir onlara bir gelenlere bakmaktan başınız dönüyor. Bu arada bizi gezdiren ve bilgilendiren adı Lotus olan yerel rehberimizden söz etmeden geçemeyeceğim. Sanki bir Anadolu çocuğu. Oralara gitmiş bir temiz bir aydın. Bizi köyde bir eve götürdü. Ne güzel ne kadar sade bir aile. Babaanne 82 yaşında yüzünden nurlar akıyor. Soruyoruz. Görücü usulü ile mi evlendin? Düğünde ata bindin mi. O gülüşleri yüz ifadeleri unutulmaz.
O kadar çok budist tapınağına gittik, adlarını sayarak sıkmak istemem. Ama 2500 yıllık Shanti Stupa binası ve Leh şehrimin panoramik seyri gerçekten görülmeye değer. Son olarak bir Japon Budist Bhikshu Monastırına gittik. Zen Budizminin ilkelerini izleyicisi. Bizdeki tarikatlar gibi Asya Budizst gruplar arasında da görüş, inanç farklılıkları var. Ama birbirlerine karşı çok saygılılılar.
Türkiye’de 9 milyona (nüfusun %13),dünyada da 1 milyara (%15) varan sayıda engelli var. Dünya nüfusu 8 milyar. Ne yazıkki 4 engelliden sadece biri yardım alabiliyor. Leh’te PAGİR (People’s Action Group for İnclusion and Rights) engelli köyünü ziyaret ettik. Devlet destekli. Asıl zengin iş adamlarının desteklediği yarı resmi bir kuruluş. Üretiyorlar, satıyorlar, paylaşıyorlar. Öyle mutlular, umutlular ki. Görmek gerekir. Engellilerin eğitimine, sosyal yaşama katılmalarına, üretmelerine destek olmalıyız. Herkes birgün engelli olabilir. Unutmayalım.
Ayın en zor bölgesi olan güney kutbuna uydu indirmeyi başaran Hindistan Devleti ve Halkını da kutlarım.
Hindistan; Keşmir-Ladakh gezimizde- Başta Sadrettin ( Sado) ve Zuhal Apaydın olmak üzere Serap Bilgin, Bora ve Figen Karadağ, Nevin Karadağ, Sarenur Gökben, Esen Demir, Kemal Koçulu, Ali Nadir ve Mefaret Nida, Çiğdem ve Hamdi Özkara, Ayşe Feyza Tevruz, Sevil Usanmaz, Priya Shiram ve ShivRam gezi döneminde birlikte olduğumuz arkadaşlarıma, dostluklarına ve dayanışma kadirşinaslıklarına çok teşekkür ediyorum.
Dr Nurettin Demir
Göcek
28.08.2023
YORUMLAR