Artık Çelik Apartmanı Yok…
Daha 6 yaşındaydım. Sabahın köründe. Ne olduğunu anlayamadan tek gözlü (odalı) evden kapı dışarı fırlatıldığımı hatırlıyorum. 1957 Fethiye depremini yaşıyorduk. Babam benden küçük diğer iki kardeşimi benim arkamdan kucağına almış, annemle birlikte dışarı koşarak çıktılar, can havliyle depremden kaçtık.
1957’nin 25 Nisan gecesi meydana gelen 7,2'lik deprem. Dönemin Kaymakamı Kamil Nezih Okuş 24 Nisan akşam saat 20:00'deki ilk depremden sonra bunun arkasından yeni bir depremin olacağını hesap ederek halkı evlerden dışarı çıkartmış ve dışarıda geceletmişti. O yıllarda Fethiye şehir merkezi 4000 nüfusludur. Sabaha karşı 04.00'te meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde, şehrin %75'i yıkıldığı halde toplam sadece 19 kişi yaşamını yitirmişti.
Sonraki yıllarda Türkiye büyük kayıplara yol açan 7 şiddetini aşan birçok deprem yaşadı. Hep hüsran hep acı. Sonraki yıllar hep unutuldu.
Doktor olarak gönüllü görev yaptığım 1999 yılı Adapazarı, Gölcük depremi ile sonraki; Düzce, Van, Simav, İzmir ve diğerleri.
Ve en son 6 Şubat sabah 04.15 te 7,7 ardından 7,6 şiddetindeki depremler.
Asrın Depremi!!!
Öngörü, önlem var mı?
Yok!
Bilim insanlarının, muhalefetin uyarısını dikkate alan var mı?
Yok!
Bırakın bilimsel uyarıyı ve önlemleri, Fethiye 1957 depremindeki kaymakamın öngörüsünün kırıntıları bile yok.
Dün bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre Hükümet, Denizli’ye yüzbin kefen sipariş vermiş. 10 ilimizin bazılarında %70’lere varan yıkımlar. Öngörüsüzlük, yer bilim uzmanlarına, hatta TBMM araştırma komisyon raporlarına, birçok diğer uyarılara kulak asmamak bıyık altından gülüp geçmeler… Üstüne üstlük imar affı, kontrolsüz inşaatlar, göz yumulan kaçak katlar. Kadermiş! Hayır hayır bu bir cinayet! Müteahhitler, çeşitli kademedeki yiyiciler pardon yöneticiler ve iktidardakiler. Liyakatı yok eden, devleti çürüten haramiler.
8 Şubat Malatya’ya Dr Mehmet Geyik ile birlikte gittik. Havaalanından itibaren yaşanan kargaşa ve kaos. Yol boyu yıkılan apartmanlar, daha yeni yapılan residanslar. Soğuk.
Sivas’tan küreğini kapıp gelen gönüllü Eyüp ve arkadaşı. Bizi Afat binası önünden alıp şehir merkezinde CHP il binasına ulaştırdılar. Malatya CHP İl Başkanı Barış Yıldız ve yardımcıları, iki günün yorgunluğu omuzlarına sinmiş.
Partide görevli İzzet Özden depremzedelerin toplandığı Uğur Böceği parkı toplantı salonunda sandalyelerde, yerlerde oturan, merakla endişeyle bekleyenlerle buluşturdu. Kurtulduklarına bile sevinemeyen yüzlerce yurttaş. Tedirginlik içinde. Verebildiğimiz kadar moral ve ilaç yardımından ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin yardım ekibinin çayından birer bardak içtikten sonra gece yarısı Malatya sokaklarında dolaştık. Cadde boyunca yıkılmış apartmanlar. Daha çok yeni yapı olmalarına karşın sessiz ıssız apartmanların bulunduğu Bostanbaşı mahallesinden geçtik. Yer bilimi ve diğer bilim dallarının yanı sıra vicdanın, ahlakın buralara uğramadığı apaçık ortadaydı.
İnönü Üniversitesi’nde görev yapan Salman Koç’un depremzede ailesiyle birlikte Pütürge üzerinden zorlu ve karlı 10 saatlik bir yolculuktan sonra Adıyaman Sincik ilçesine ulaştık. Hastane içi ve önü yakınlarını arayan, kaybeden insanlarla doluydu.
Kahta’ya vardığımızda Hastane başhekimi “şu ana kadar Kahtada’n 26, Adıyaman’dan 200 olmak üzere 226 kaybımız var” dedi. İzmir Ege Üniversitesi’nden birlikte geldiğimiz Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr Mehmet Geyik yardım için Kahta Devlet Hastanesinde kaldı.
Adıyaman’a vardığımızda öncelikle ambulansların sirenleri içimizi yakıyordu. Karanlık, bir caddedede sıradan 15-20 çok katlı apartmanlar moloz yığınına dönmüş. Her birinin yanında küçük bir ateş, önünde çaresizlik içinde yardım bekleyen yüzlerce insan.
Kız kardeşi ve damatları göçük altında kalan Şehriban Koç’un anne ve kardeşleri 2 gün önce yıkılan Yaman Sitesinin Çelik Apartmanı önünde kah ağıt yakarak kah dua ederek çaresiz yardım ekipleri gelir diye yollara bakıyorlardı. 28 dairenin tuz buz olduğu apartmanın, son iki katı kaçak yapılmış. İmar affından yararlanılmış. Depremin 6. gününde bir türlü gelmeyen kurtarma ekipleri, bir yandan kaçak yapılaşma sohbetleri arasında saatler günler geçiyor, umutlar tükeniyordu.
Depremin 6. gününde 1,5 yıllık yeni evli Hasret Çelik Günay bebeğini kendi kendine doğurmuş. Göbeğini kesemeden bebeği ve eşiyle birlikte kucak kucağa donmuş olarak göçük altından çıkarılmışlar.
Dönüşte havaalanında İYİ Parti lideri Meral Akşener ile karşılaştık. “Görünen manzara Türkiye’ye yakışmadı. Sadece 7.7’lik asrın depreminin değil; asıl asrın siyasi felaketinin sonuçlarıdır bunlar” diye tepki koyuyordu.
Hatay’da ilgisizlik ve yetersizlikten kızını kaybettiğini iddia eden tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, depremin 6. gününde enkaz altından çıkarılan kızını 7. günü Ula ilçesi Ataköy’de kalabalık bir sevenler grubunun eşliğinde çiçekler arasında ebediyete gönderdi. Yeşim Aydın Şafak mezarı başında “Dayanışmayı arttıracağız, hep birlikte bu haramilerden hesap soracağız” diye açıklamada bulundu.
Sürekli sallanan bu topraklarda artık ne Çelik Apartmanı, ne Yamanlar Sitesi ne de Adıyaman yok. Yeni Adıyaman, hatta Yeni bir Türkiye olacak.
Göcek
13.01.2023
YORUMLAR