Uşak Escort Eskişehir Escort Van Escort Edremit Escort Mersin Escort Tarsus Escort Akdeniz Escort Erdemli Escort Mezitli Escort Silifke Escort Toroslar Escort Yenişehir Escort Antalya Escort Alanya Escort Kuşadası Escort Marmaris Escort Bodrum Escort Fethiye Escort Çorlu Escort Çerkezköy Escort Konya Escort Kayseri Escort Diyarbakır Escort Van Escort Bağcılar Escort Küçükçekmece Escort Esenyurt Escort Bursa Escort Çanakkale Escort Erzurum Escort Trabzon Escort Denizli Escort Edremit Escort İzmir Escort Çeşme Escort Bornova Escort Karşıyaka Escort Buca Escort Bodrum Escort Porno gavat Porno Porno Grup Sex Türkçe Altyazılı Porno Hırsız Porno Hd Porno Amatör Porno Ensest Porno Gavat Porno Genç Porno Hd Porno Konulu Porno Liseli Porno Oral Seks Porno Türk Porno Türbanlı Porno Türkçe Altyazılı Porno Zenci Porno Lezbiyen Porno Van Escort Ankara Escort Hatay Escort Afyon Escort Batman Escort Gaziantep Escort Mardin Escort Kayseri Escort Eskişehir Escort Konya Escort Adana Escort Mersin Escort Diyarbakır Escort Ofis Escort Bağlar Escort Kayapınar Escort Yenişehir Escort Fethiye Escort Marmaris Escort Kocaeli Escort Denizli Escort Gaziantep Escort İzmit Escort İzmir Escort Bornova Escort Buca Escort Çeşme Escort Karşıyaka Escort Konak Escort
Dr. Nurettin Demir

Dr. Nurettin Demir

GÖCEKİÇİ
drnurettindemir@gmail.com

10 Nisan

13 Nisan 2022 - 07:20 - Güncelleme: 13 Nisan 2022 - 08:16

Bahar geldi. Nasıl geldi? İçimden kendi kendime soruyorum. Doğanın, baharın keyfi yok. 40-45 gündür yağmur yok. Ekinler kurudu kuruyacak. Fethiye’nin şirin mahallelerinden İnlice köyünde buğday ekmiştik. Susuzluktan gelişme yok denecek kadar az. Sulanması gerekiyor. Sadece burası mı? Tüm Anadolu toprakları kurudu. Gübre, mazot, ilaç fiyatları aldı başını gitti. Yaşam o kadar pahalandı ki. Sorma gitsin. Bir yanda enflasyon, uçan fiyatlar, diğer yanda mevsimsel ve çevresel sorunlar. Karamsar olmamak elde değil. Üretici ve çiftçi, son 3-4 ayda fiyatların fırlatmasıyla elektrik çarpmış gibi bir dönemden geçerken üzerine bir de yağmurların durması iyice perişan olduk. 

Üstüne üstlük geçtiğimiz günlerde 8-10 gün kum fırtınalı lodos da iyice baharı kuruttu ve doğayı çöl kumlarına buladı. Öte yandan Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş, turizm mevsimiyle ilgili endişeleri de iyice arttırıyor.

İşte böyle bu duygu düşünceler içinde Göcek’ten Bodrum’a doğru eşim Dr Esen Demir ile birlikte gidiyoruz. Tülov Muğla Bodrum temsilciliğinin düzenlediği 10 Nisan Laikliğin  kabul edilişinin 94. yıl dönümü için yapılan “Laiklik Nedir? Ne değildir?” adlı söyleşiye yetişmeye çalışıyoruz. Bodrum Belediyesi’nin tarihi Trafo Cafe toplantı salonuna vardığımızda kalabalık bir dinleyici topluluğu salonu doldurmuştu. Toplantıyı yöneten Tülov Muğla Bodrum temsilcisi Av. Remzi Kazmaz ve konuşmacı olarak İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nden gelen Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı söyleşiyi başlatmışlardı. Dinleyiciler pür dikkat kesilmişler Sayın Elmacı’yı dinliyorlardı.

Mustafa Kemal’in, 1924 yılında 310 yurttaşın yaşamını kaybettiği Erzincan-Erzurum zelzelesinin (deprem) yarattığı acı ve tahribatı yerinde görmek, yurttaşların acılarını paylaşmak üzere yapmış olduğu ziyaretten anekdotlar anlatıyordu. Cumhurbaşkanı mağdur bir vatandaş ile sohbetinde; eşini, çocuk, hayvan ve eşyalarını kaybeden yaşlıca bir Erzurumlu’ya başsağlığı diledikten sonra, zelzele nedeniyle yıkılan evindeki  zararını sorar. Mağdur vatandaş: “Padişahım bilir” der. Tekrar sorar yine aynı yanıtı alınca; “Padişahlığı siz kaldırdınız” diye yanıt veren Mustafa Kemal’in bu konuşmadan etkilenmemesi olası değil. 

Benim kanımca, Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu tür olaylar, hareketler Atamızın ‘laiklik ilkesinin benimsenmesi konusundaki düşüncelerini netleştirmiş olabilir’. Ülke düşman işgalinden kurtulmuş, Cumhuriyet ilan edileli bir yıl olmak üzeredir; hâlâ ‘Padişahım bilir’ deniyor. Bunun kökten çözülmesi gerekir düşüncesiyle günü ve zamanı gelince hareket geçilmiş.

9 Nisan 1928 tarihinde TBMM’de verilen bir önerge ile 1924 Anayasası’nda yer alan “Türkiye Cumhuriyeti İslam Devleti” ilkesi kaldırılıp yerine “Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir”  ilkesi oybirliği ile kabul edilir. İlke, 10 Nisan 1928 yılı resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Laikliğin kabul edilişinin 94. yılının kutlandığı ve anıldığı bu söyleşi oldukça önemlidir. 

Laiklik ilkesinin benimsenmesi ve uygulanması ile Türk halkının yıllardır yaşadığı karşılaştığı sorunlarına, akılcı, bilimsel ve gerçekçi çözümler üretilmesi sağlanmıştır. Laiklik, Türkiye’nin ümmetçilikten ulusçuluğa, kulluktan yurttaşlığa, bağnazlıktan çağdaşlığa yönelişini simgeler.

1928 yılında kabul edilen laiklik ilkesi, 1939 yılında Anayasasında yerini almış ve bugünkü Anayasanın değiştirilemez ilk 4 maddesinden biridir.

Anayasa Mahkemesi’nin önceki yıllarda verdiği bir kararda yer alan laiklik tanımına bakalım: “Laiklik, Ortaçağ dogmatizmini yıkarak, aklın öncülüğünün, bilimin aydınlığı ile gelişen özgürlük ve demokrasi anlayışının, uluslaşmanın, bağımsızlığın, ulusal egemenliğin ve insanlık idealinin temeli olan uygar yaşam biçimidir.”

Laiklik, tüm özgürlüklerin olduğu gibi, din ve vicdan özgürlüğünün de güvencesidir. Laiklik dinsel inanışların, devlet işlerine, siyasete ve toplum yaşamına kesin olarak karıştırılmaması gereken, devletin sosyal, siyasal ve ekonomik düzeninin, din kurallarına dayandırılamayacağı düzenin adıdır.

Laiklik din işleriyle devlet işlerinin tam ve net ayrılmasının güvencesidir. Siyah ile beyazın net ayrışması gibidir. Bugüne geldiğimizde laiklik düşünce ve ilkeleri çeşitli uygulama ve dini örgütlenmeler ile bu netlik bozulmaya çalışılmaktadır. Siyah ile beyaz karıştırılarak grileştirilmeye çalışılmaktadır. Bizler Anayasamızda yer alan laikliği sonsuza dek koruyacağız. 

Atatürk’ün dediği gibi gençliğe güvenimiz tamdır, gençliğimizin laikliğe sonuna dek sahip çıkacağı inancındayız. Türkiye Tanıtım Araştırma ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV), Türkiye’nin Laik bir ülke olarak geleceğe taşınması için üzerine düşen her türlü çabayı ve çalışmaları göstermeye devam edecektir. 

Göcek

11.04.2022

Bu yazı 443 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum