Uşak Escort Eskişehir Escort Van Escort Edremit Escort Mersin Escort Tarsus Escort Akdeniz Escort Erdemli Escort Mezitli Escort Silifke Escort Toroslar Escort Yenişehir Escort Antalya Escort Alanya Escort Kuşadası Escort Marmaris Escort Bodrum Escort Fethiye Escort Çorlu Escort Çerkezköy Escort Konya Escort Kayseri Escort Diyarbakır Escort Van Escort Bağcılar Escort Küçükçekmece Escort Esenyurt Escort Bursa Escort Çanakkale Escort Erzurum Escort Trabzon Escort Denizli Escort Edremit Escort İzmir Escort Çeşme Escort Bornova Escort Karşıyaka Escort Buca Escort Bodrum Escort Porno gavat Porno Porno Grup Sex Türkçe Altyazılı Porno Hırsız Porno Hd Porno Amatör Porno Ensest Porno Gavat Porno Genç Porno Hd Porno Konulu Porno Liseli Porno Oral Seks Porno Türk Porno Türbanlı Porno Türkçe Altyazılı Porno Zenci Porno Lezbiyen Porno Van Escort Ankara Escort Hatay Escort Afyon Escort Batman Escort Gaziantep Escort Mardin Escort Kayseri Escort Eskişehir Escort Konya Escort Adana Escort Mersin Escort Diyarbakır Escort Ofis Escort Bağlar Escort Kayapınar Escort Yenişehir Escort Fethiye Escort Marmaris Escort Kocaeli Escort Denizli Escort Gaziantep Escort İzmit Escort İzmir Escort Bornova Escort Buca Escort Çeşme Escort Karşıyaka Escort Konak Escort
Belma Doğan

Belma Doğan

Hayatın Sihri
belmadogaann@gmail.com

Nazlı Nehir

31 Mart 2022 - 22:51 - Güncelleme: 05 Nisan 2022 - 10:29

Daha sözüm bitmemişti Datça’dan, gündem alıp götürürken başka kıyılara;

 

Gündüzleri takıldığı muhtarın kahvesinde  camekan içinde duruyordu yarım bıraktığı şarabı bir şişede Can Yücel’in.  Bir kaç tahta masa avluda, duvar bezeli resimleri, şiirleriyle, sanki herşey O buradaydı diyordu Datça’da.

Datça’dan ayrıldık, Ege Bölgesinin güzel Zeybek türküleri eşliğinde Gökova Körfezine dökülen bir akarsu olan Azmak Nehrine doğru yol alıyoruz, şimdi güzel bir tekne gezisi bekler bizi. Buraya Kadın Azmağı ya da Akyaka Azmağı da deniyormuş.

Nazlı nazlı akarken nehir, kıvrıla kıvrıla yol alıyordu tekne, biri giderken birkaçı dönüyordu. Adam boyu sazlar, ne de romantik bir görüntü veriyordu nehre. Van Gogh’un tarlalardaki resimleri gibi ne çok eser çıkardı buradan. Resimlerini yapamadım ama bolca fotoğrafladım. Ah o sazlıkların görüntüsü beni benden aldı, ay ne çok kullanıyorum bu sözü de, muadili ne ki acaba.

 

Bir otel kestirdim gözüme tekne ile tam önünden geçerken, tatlı bir sohbette ağaçların altında, otelin nehre bakan bahçesine serpiştirilmiş masalarda oturanlar. Bir sürü beyaz ördek suda manzaraya yakışmış, bir sağa bir sola kayarcasına giden.


Birimiz oturuyor birimiz kalkıyorduk teknenin ön tarafına, sazlarla çevrili nehri arkamıza alarak, fotoğraf için bulunmaz bir köşeydi. Uzun boylu zayıf, üzerindeki kareli gömleği solmuş, hafif sakallı kaptan tekneyi durdurup suya bakın deyince gördük. Ooo nasıl bir güzellik, nehir doğal bir akvaryum, koca koca levrekler berrak tatlı suda keyifte. Görsel bir şölen bu, kaptanın köpeği bile sessiz. Kaptanın “hayır sen burada bekle” deyişine burukluğu, “o da gelsin” dememize sevinçle koşup tekneye atlayışı kahkahaya boğmuştu bizi.

 

Barış Manço’nun evi dediler önünden geçerken, sıcacık oldu içim, erken vedasıyla ne çok şey kaybettik. Çocuklarla yaptığı programlar, onlara yaklaşımı bile yüreğinin aynasıydı.

 

“Sabah yeli ılgıt ılgıt eserken,

Seher vakti bir güzele vuruldum,

Al dudakta inci dişi,

Bu dünyada yok bir eşi,

Seher vakti bir güzele vuruldum

Aynalı kemer ince bele,

Bu can kurban tatlı dile,

Seher vakti bir güzele vuruldum”

diyen sesi derinlerden bir yerlerden geliyordu.

 

Yaşam kısa değil, sonsuzdur. Var oluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm var oluş, yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür.

— Osho

 

Gözleri kapalı gibi geldi, kanatları rüzgara teslim, az ilerisinde uçan ikisinden habersiz, süzülürken usul usul, açtı gözlerini iri iri, aşağı doğru inişiyle. Bu sabah bulutlar da sanat eseri mübarek, bebek mavisi gök üzerinde, ışıtınca güneş. Bir kaç kanat çırpışıyla yine maviliklere. Hayat misali, rüzgarda uçuşan beyaz pamuklu elbisen değerken ipeksi tenine, hayaller bi dakka durun, şimdi bir kaç çırpınış, derinliği sende, herkesin derdi kendine büyük. Hadi ordan be sen de dersin, ya da dibe inersin. Dip deyince çıkrıklı bir kuyu vardı teyzemlerin koca portakal bahçesinde, kendirin bir ucunda kova, diğer ucu çıkrığın paslı demirine bağlı, ne merak ederdim dibini. Yanımda aileden bir büyük, elim onda, bakınca içine, ooo çok karanlık, ürkütücü, tek başına yanına gitmek mi, asla. Aklıma geldi birden. Tek katlı büyük teraslı bir evdi kuyunun yanıbaşındaki, terasın korkuluğu bile yoktu. Eee sen neden korkarsın ki, bak terasın bile korkuluğu yok. Hafif bir korku yine, biraz uzaklaşmaya kalksan ağaçların altında, uçsuz bucaksız ağaçların tepesinden bakıp hayale daldığın evin damında bile, halbuki neşeli gülüş sesleri gelir her köşeden.

 

Yaratıcılık canlılık, canlılık akmaktı ya, aktım işte, Azmak nehri misali sazdan levreğe.

Haftaya görüşene dek hoşçakalın....

 

 

 

 

 

Bu yazı 1530 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 7 Yorum
  • Durmuş Yılmaz
    2 yıl önce
    Harika bir gezinti yaptırdınız bize, Nazlı nasıl akan nehir.. Sazlıklar arasından cennetten köşeleri bi bir dolaştık... Ördekler kendi halinde akan dereleri... Can baba oradaydı. Gördük cgösterdiniz bize çok teşekkürler bakıcı bir uslup... Yüreğinize, kaleminize sağlık.... Tebrikler....
  • Sıdıka Önel
    2 yıl önce
    Yine aldın götürdün beni güzelliklerin içine , sanki azmak nehrinin pırıltılı sularında tekneyle geziyorum. Ne kadar güzel anlatıyorsun Belma'cım.Sen hep yaz emi.❤
  • Belma Doğan
    2 yıl önce
    Yorumlarınla yüzüme yayılan gülümsemenin nedenisin, çok teşekkürler Sıdıka'cım
  • Fatma Arslan
    2 yıl önce
    Gene bir şölen gerçekten çok başarılı yazıların yaşıyormuş gibi hissettiriyor kare kare canlanıyor insanın gözünde
  • Belma Doğan
    2 yıl önce
    Çok teşekkürler Fatma'cım yorumun mutlu etti yine.
  • Mehmet Sabancı
    2 yıl önce
    Yine götürdünüz bizi Datça ya...
  • Ali Vaizoğlu
    2 yıl önce
    Beni benden aldı (tam eşit olmasa bile) = KEMALi buldum, CEMALi gördüm