“Sen bir basma entarisin; ki gittiğin her yer eteklerinde çiçekleniyor. “
Şükrü Erbaş
“İnanılmaz bir gece idi, onca değerli sanatçımızın ödül aldığı o gecede seni de sahnede görmek çok gururlandırdı bizi Aysel’ciğim. Bize biraz bu projeden bahseder misin.”
“Çok teşekkür ederim. Değerli yönetmen Barış Celiloğlu'nun bir çok ülkeden sanatçıyı bir araya getirdiği kadına şiddete dair bir proje bu. “Karantinada Mahsur” projesi; Direklerarası Seyirci Ödülleri jürisinden “Kültürleri birleştiren projeler” kategorisinde ödül aldı.”
“Sen yazar olarak bu projeye nasıl dahil oldun ve neler yaptın? O gece Barış Celiloğlu ile tanıştığıma da çok mutlu oldum. Kadına şiddet konusunda farkındalık yaratması, fedakarca yaptığı çalışmalar, başarıları ve mütevazi kişiliğinden çok etkilenip onu da kalbime koydum.”
“Türkiye grubundaki yazar dostum Onsun Meryem vasıtasıyla Barış Celiloğlu ile tanıştım. Bana bu projeden bahsetti ve ilgimi çekti. Barış İngiltere’de yaşıyor, telefon ile görüştük, daha ilk görüşmede kişiliği ile beni etkiledi. Bu konuda benden de bir senaryo (monolog) istedi. Proje kadına yönelik olduğundan severek dahil oldum. “Karantinada Mahsur” dünyadaki değerli pek çok festivalde senaryo, müzik ve yönetmen ödülleri aldı. Türkiye’de henüz gösterime girmediği için ben de heyecanla bekliyorum. Eylül, Ekim aylarında gösterime girmesi bekleniyor.”
Ne vahimdir ki Özgürlük Parkı’nda “Kadına Özgürlük” diyorduk. Bundan doğal daha ne olabilirdi ki, biz bunu konu ediyorduk.
Manolyalar, erguvanlar, sakuralar, sarmaşıklar, güller hatta yerdeki santimlik papatyalar, kır çiçekleri karışıyordu söyleşimize, canlılıkları ve güzellikleri umuttu. Manolyaların iki cinsi olduğunu orada öğrendim yan yana duran iki manolyadan, biri yemyeşil yapraklı iken diğeri sadece çiçeğe durmuştu, açık pembe.
“Hayranım senin Cervantes’ten bahsederken Borges’e, oradan Tolstoy’a sonrasında Marques’e bağlamalarına, sanki onlarla yaşamış gibisin. Biraz kendinden bahseder misin?”
“Okumayı seven meraklı bir tiptim, 2000 yılı başlarında Bursa’da öğretmenlik yaparken Doğan Yayıncılık tarafından Yazarlık Atölyesi açıldı. Öykü yazarı Yücel Balku öğretmenimiz idi, ancak dersimizin üçüncü haftasında talihsiz bir olay yaşandı. Kalp krizi sonucu onu kaybettik. Sonraki süreçte her hafta bir yazar gönderdiler derslerimize, her biri eserlerini, yolculuğunu ve edebiyatı uzun uzun anlattı. İşte bu dönemde öykü yazmaya başladım. 2006 yılında da Kiraz Mevsimi isimli öykü kitabım yayınlandı. “
Bursa’da Yazım ve Sanat Derneğini kurduk, pek çok edebiyat etkinliği yapıldı. 2011 yılında İstanbul’a taşınmamla öykülerim çeşitli dergilerde yayınlanmaya devam etti. Koşuyolu Mahalle Evinde Yaratıcı Yazarlık atölyesine dahil oldum, orada da atölye hocalığına başladım. Sonra dergi macerası başladı.”
“Bu dergilerden biraz bahseder misin bize. “
“2017’de basılı dergi olarak Gamlı Baykuş’u çıkardık. Burada Genel Yayın Yönetmeni iken aynı anda Velespit Yayınevi’nde editörlük yapmaya başladım. O kapandıktan sonra da, senin de bildiğin gibi 2020 Temmuz ayında Panzehir Dergiyi kurduk.”
“Panzehir Dergi’de ne tür yazılar ve yazarlara yer veriyorsunuz.”
“Bu Edebiyat ve Kültür Sanat dergisi, edebiyat ağırlıklı yazılar yayınlıyoruz. Renginle, enerjinle senin de yazarlarımız arasında olmandan mutluluk duyuyoruz.”
“Yazılarımın Panzehir Dergi’de yayınlanmasından onur duyuyorum, çok teşekkür ederim. Bir de Panzehir Akademi’yi kurdunuz, orada neler yapıyorsun.”
“Ben Yazarlık Atölyesi, Eleştirel Okuma atölyeleri ve Panzehir Söyleşiler’in yürütücülüğünü yapıyorum. Editörümüz Derya Erkenci Roman Atölyesini, Ceyda Kafadar da Mitoloji Atölyesini yürütüyor. “
“Sahneye çıktığında yaşadığım heyecan, gurur, o geceki mutluluk anılarım arasına girdi. Bu daha bir başlangıç senin için. Yolun çiçekle dolsun.”
Hayatın sihrine inanıyorum, beni de sana sevgili şair arkadaşım getirdi. Teşekkürler Aysel Karaca, hep hayatımda kal. Sıcacık gülüşlerinle.
Haftaya yeni konu ve konuklarla Adana’dan görüşmek dileğiyle…
YORUMLAR