GEÇÇEK
Küçükken sokak oyunlarını düşe-kalka oynar, dizlerim yara- bere içinde eve dönerdim. Anneannem kanayan, yaralı dizlerimi temizlerken canım çok yanardı. “Dur kızım bi üfleyim geççek geççek” deyip, üzerine tentürdiyotu basardı! O üfleme anında nedense canımın acısını unuturdum.
‘Geççek’ kelimesi anneannemden kalan bir miras gibi... Hiç unutmadım! Çocuklarıma da sık sık “geççek geççek” dediğim olmuştur. Sizlerin de sevdiklerinize umut olsun diye söylediğiniz ‘geççek geççek’ sözleriniz vardır!
İnsan umutlarını nereden ateşlemek isterse, kalbi oradan söyler!
SANATÇI TARKAN’ın GEÇÇEK şarkısında söylediği gibi;
“Dayan, çoğu gitti azı kaldı
Yapma! Güze, kışa boğma yazını
Yakındır sabrın zaferi
Düştük evet ama kalkmadık mı?
Biz hep hayata meydan okumadık mı?
Sen ferah tut içini
Biz neleri atlatmadık ki
Geççek geççek elbet bu da geççek
Gör bak umudun gününü gün etçek
Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman
O çiçekten günler çok yakın inan” şarkı sözleriyle sanatçı, yaşadığı dünyaya topluma, doğaya ve insanlara karşı olan sorumluluğunu ve duyarlılığını ortaya koyuyor.
Sanatçı Tarkan vicdan sahibi her insan gibi yaşadığı topluma sürekli ayna tutuyor. O suskun değil, toplumun rehberi yani kılavuzudur.
Sanatçı toplumun sorunlarından, acı ve dramlarından ayrı düşünülemez. İnsani duyarlılığı ile topluma yol göstermeli, kültürün tahrip edilmesine göz yummamalı ve dünya üzerinde haksızlık ve hukuksuzluğa duyarsız kalmamalıdır.
Tarkan, her zaman sanatıyla, duyarlılığı arasında sıkı bağ kurmuş bir sanatçıdır. Dünyada yaşanan haksızlıkları, zulümleri, din, dil, ırk, cinsiyet, canlı ayrımı yapmadan gerek şarkı sözleriyle, gerek düşünceleriyle ifade eden yüreği güzel bir insandır.
“Çok uzattın vallahi bıktık
Bi durmadın vermedin ki aman
Hadi yeter artık fena bunaldık
Düş babam artık düş yakamızdan...” sözleriyle, müziğiyle sanatçı Tarkan insanların üzerindeki kasveti ne güzel alıyor, değil mi?
Sanatçı yaşadığı dünyaya ve topluma karşı duyarlı ve sorumluluk sahibi olmalıdır! Sanatçı, herkesin duyduğunu, gördüğünü, hissettiğini, düşündüğünü farklı şekilde duyan, gören, hisseden, düşünen, farklı şekilde yorumlayan, yansıtandır. Aynı zamanda sanatçının sorumluluğu duyulmayanı duymak, görülmeyeni görmek, olmayanı bulmaktır.
Farkına varılmayanları, toplumsal sorunları, çıkmazları ortaya koyup insanların paylaşımına açmaktır. Sanatçı sadece ilgi duyduğu konulara, nesnelere estetik bir duyarlılıkla yönelmekle kalmaz, yaşadığı toplumdaki çelişkileri kendine özgü bir yolla biçimlendirerek (şiir, heykel, resim gibi) sanatsal ifadelere ulaşır ve böylece toplumsal bilinçlenmeye öncülük eder.
Şarkı sözlerinin anlamını ister pandemi sürecine bağlayın, ister siyasete!
Nereye bağlarsanız bağlayın “o çiçekten günleri” hepimiz özledik…
İnsan zamanın kötü ruhlarından kurtulmaktan başka ne ister?
Geçsin, bitsin-gitsin artık demiyor muyuz?
Bir köşeye sıkıştırılmadık mı?
Ekonomik sıkıntılar üzerimize üzerimize gelmiyor mu?
Sağlığımız da, ekonomimiz de “yeter artık, dayanamıyorum” demiyor mu?
Pandemi illeti ensemizde hala!
Kaç darbe var hayatımızda, say say bitmez!
Ben hiç iyi değilim, ya siz?
Kızgın ve öfkeliyim…
Tadımız-tuzumuz kalmadı, neşemizi çaldılar off off…
Sabır sabır nereye kadar?
Bütün olanlara rağmen hala umut arayışında değil miyiz?
Geççek geççek diye yaralarımızı üflemiyor muyuz?
Eski güzel refah günlere döndüğümüz zaman zilleri takıp hep birlikte oynayacağız…
Zafere doğru hep birlikte koşacağız!
Bugünler geçmeli, sıkıntılarımız bitmeli!
Aydınlık günlerin geleceğine gençlerimiz ve çocuklarımız için inanmak, başarmak zorundayız!
Çok uzadı, bunalttı ya hu!
Yaşadığımız sorun bir değil ki…
Diyorum ki “artık düş yakamızdan!”
Yirmi yıldır yaşadığımız şer, hayırlara vesile olsun, umudun günü gün etsin!
Ayrıca duyarlı olma durumu sadece sanatçılar için geçerli değil. Hepimiz dünyadaki bütün acıları, tüm haykırışları, tüm ezilmeleri ve zulümleri kendi başımıza gelmiş gibi umursamalıyız.
Büyüklerimiz “gün doğmadan neler doğar” dese de; GEÇÇEK GEÇÇEK inan!
Sağlık ve Sevgiyle Kalın
Aydan TUNCAYENGİN
YORUMLAR