“Düşman Yaratmak”
Umberto Eco'nun Çarpıcı Analizi!
Umberto Eco'nun kaleme aldığı ilginç ve düşündürücü bir eser olan “Düşman Yaratmak” kitabı, adından da anlaşılacağı üzere, toplumların ve devletlerin nasıl düşman yarattığına dair derinlemesine bir inceleme sunuyor.
Yıllar önce okuduğum “Düşman Yaratmak” kitabı görünen o ki güncelliğini hiç kaybetmemiş! Kitap günümüz siyaseti ve AK Parti hükümetinin tercih ettiği düşmanlaştırma politikalarıyla ilgili direkt bağlantı kurmamı sağlamıştı... Toplumların bir düşmana ihtiyaç duyduğunu ve bu ihtiyacı karşılamak için çeşitli yöntemler kullandığını öne süren kitabın içerğinde düşman yaratma yöntemlerinin, tarihin her döneminde ve farklı kültürlerde devam ettiğini buluyorsunuz! Yazar, bu durumu tarihsel örnekler ve felsefi analizlerle destekleyerek, düşman yaratmanın psikolojik, sosyolojik ve siyasi boyutlarını mercek altına alıyor.
“Düşman Yaratmak” kavramı, siyasi aktörlerin, kendi güçlerini pekiştirmek, toplumsal birliği sağlamak veya belirli politik hedeflere ulaşmak için belirli bir grubu veya fikri düşman olarak tanımlayıp bu düşmana karşı birlik oluşturma çabası olarak tanımlanabilir.
Tarihin akışı boyunca, toplumlar ve devletlerarasında düşmanlıkların alevlenmesi ve bu düşmanlıkların yıkıcı sonuçlara yol açması oldukça yaygın bir durum olmuştur.
Günümüz Türkiye'sinde de düşman yaratma örneklerine siyasetçilerin halka kullandığı yöntemlerde sıkça rastladık! Bu durum, siyasi söylemlerde, medya tartışmalarında ve sosyal medyada her gün kendini göstermektedir.
Düşman yaratma, genellikle siyasi çıkarlar, toplumsal birliği sağlama çabası veya kutuplaşmayı artırma amacıyla kullanılmaktadır.
Özellikle, son yıllarda Türk siyaseti, giderek derinleşen bir "Siyasi Kutuplaşma" ile karşı karşıyadır. İktidar partisi hem siyasette hem de halkın algısında sürekli derin yaralar açarak, uzlaşmayı zorlaştırmaktadır.
Farklı düşüncelere sahip olanları, farklı etnik kökenlere mensup olanları veya farklı yaşam tarzlarını benimseyenleri siyasetçiler ve yandaş medya organları sıklıkla "öteki" olarak tanımlamaktadır. Bu durum, bu gruplara karşı önyargı ve düşmanlığı körüklemektedir.
Yandaş medyanın manipülasyonu haberleri çarpıtarak veya eksik bilgi vererek kamuoyunda belirli bir gruba veya fikre karşı olumsuz bir algı yaratmaktadır. Bu durum da, toplumda kutuplaşmayı artırmakta ve düşmanlık duygularını körükleyebilmektedir.
İktidar partisinin özellikle tercih ettiği “Düşman Yaratma” yöntemi Sosyal medya platformlarıyla, düşmanlık söylemlerinin yayılmasına ve kutuplaşmanın derinleşmesine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Troll hesaplar, yalan haberler ve nefret söylemleri, sosyal medyada sıkça karşımıza çıkmaktadır.
Kimlik politikaları adı altında yapılan siyaset, farklı kimliklere sahip olanları birbirine düşmanlaştırmakta, bu durum, toplumun birliğini zedelemekte ve ayrışmalara yol açmaktadır.
İşte günümüz Türkiye'sinin düşman yaratma örnekleriyle vardığı sonuç;
- Toplumsal Ayrışma: Düşmanlık söylemleriyle, toplumda derin yaralar açılmıştır. Farklı kesimlerin birbirinden kopmasına neden olmuşlardır.
- Şiddet: Düşmanlık söylemleriyle, insanları şiddete teşvik ederek, toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olmuşlardır.
- Demokrasinin Zayıflaması: Düşmanlık söylemleriyle, demokratik kurumların zayıflamasına ve otoriter yönetimlerin güçlenmesine zemin hazırlamışlardır.
- Kutuplaşma: Düşmanlık söylemleriyle, toplumun kutuplaşmasına ve uzlaşmanın zorlaşmasına neden olmuşlardır.
Yazar Umberto Eco, düşmanın nasıl inşa edildiğini, yani bir grubun veya bir fikrin neden düşman olarak tanımlandığını kitabında detaylı bir şekilde açıklıyor. Bu süreçte, propaganda, önyargı, korku ve nefret gibi duyguların önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Okumanızı tavsiye ediyorum.
Düşmanların sadece dışarıda değil, aynı zamanda içeride de yaratılabileceğini belirten yazar, iç düşmanların, genellikle farklı düşüncelere sahip olan veya toplumun normlarına uymayan birey veya gruplar olduğunu aktarıyor. Eco'ya göre, düşman yaratmanın birden fazla işlevi vardır. Bu işlevler arasında, toplumsal birliği sağlamak, liderlere güç vermek, dikkatleri iç sorunlardan uzaklaştırmak ve hatta ekonomik çıkarlara hizmet etmek sayılabilir.
Siyasette düşman inşasının en temel yolu "Öteki"nin yaratılmasıdır.
Bu durum kendi grubun dışında kalan, farklı düşünen veya farklı bir kimliğe sahip olan herkesi potansiyel bir düşman olarak tanımlamaktır.
Düşmanlar genellikle basitleştirilmiş ve negatif özelliklere sahip olarak sunulur. Bu sayede, karmaşık siyasi meseleler, iyi-kötü, biz-onlar şeklinde basit bir ikileme indirgenir.
Hükümetin halka uyguladığı kötü davranışlarına ne kadar benziyor değil mi?
Halkı sürekli kaos ve terör korkusuyla yaşatmak düşman yaratmanın en etkili yollarından biridir. İnsanlarda korku ve nefret duyguları uyandırarak, insanların rasyonel düşünme yeteneklerini zayıflatırlar. Bu durum lidere körü körüne itaat etmelerine neden olur.
Medya, düşman yaratmada en önemli iktidar araçlarından biridir. Haberler, yorumlar ve sosyal medya paylaşımları aracılığıyla düşman hakkında sürekli negatif bir imaj oluşturur.
Siyasette düşman inşasının sonuçlarına bakacak olursak;
- Düşman yaratma, toplumda derin yaralar açar ve kutuplaşmaya neden olur. İnsanlar, siyasi görüşlerine göre farklı düşünenlerle iletişim kurmayı bırakır ve birbirlerine düşman kesilir.
- Hoşgörüsüzlük artar ve ayrımcılığı körükler. Farklılıklar yerine benzerlikler vurgulanmaz ve hoşgörü yerine düşmanlık ön plana çıkar.
- Demokratik kurumları zayıflatır ve otoriter yönetimlerin yükselişine zemin hazırlar. Çünkü düşman tehdidi altında olan insanlar, özgürlüklerinden vazgeçmeye daha istekli olabilirler.
- Şiddet eylemlerine zemin hazırlar. Çünkü düşman olarak tanımlanan kişilere veya gruplara yönelik saldırılar meşru görülmeye başlanabilir.
Kendinize mutlaka; “Düşman yaratmaya karşı nasıl mücadele edilebilir?” sorusunu sorunuz…
Düşman yaratma, tarih boyunca farklı şekillerde ve farklı nedenlerle kullanılmış bir araç olsa da, bu durum, toplumların hala birlik ve beraberlik içinde yaşamasını zorlaştırmakta ve insanlığın ortak değerlerini tehdit etmektedir.
Düşman yaratmanın sonuçları oldukça yıkıcıdır. Düşmanlıkların artması, savaşlara ve çatışmalara yol açar. Tıpkı bugünler de olduğu gibi… Ayrımcılık, şiddet ve soykırım gibi insan hakları ihlalleri gerçekleşebilir. Ve toplumlar, düşmanlıklar nedeniyle kutuplaşır ve birbirlerine yabancılaşır. Demokratik kurumların zayıflaması otoriter rejimlerin güçlenmesine neden olur.
Bu nedenle, düşman yaratmanın önlenmesi ve farklılıkların saygı görmesi için çaba göstermek, insanlığın ortak bir sorumluluğudur.
Bir kitaptan yola çıktık, insanlığın uçuruma nasıl ve kimler tarafından sürüklendiği günümüz gerçeği ile tekrar yüzleştik!
#DüşmanYaratmak
#UmbertoEco
#Hükümetİstifa
#ÇözümŞart
Sağlık ve sevgiyle kalın.
Aydan Tuncayengin
www.aydantuncayengin.com
YORUMLAR