Kayıp kent Mallos (Kahinler kenti)
Yumurtalık’tan ve Karataş’tan Misis’e ulaşanyol Mallos’tangeçerdi. Mallos antik kenti, Misis ile şimdiki Karataş ilçesinin arasında, Ceyhan ırmağının batı kıyısındaki şimdikiKızıltahta Köyü’nün bulunduğu yerdeydi.Bugün bu kente dair hiçbir kalıntı yoktur. Tamamen kayıp bir şehirdir. Yapı kalıntı ve yıkıntılarının Ceyhan Irmağı alüvyon-mil dolgusu altında kaldığı sanılmaktadır.
Büyük İskender’in İran seferi esnasında üç gün kaldığı kâhinler şehri Mallos (Mallus) Orta Çağlarda 964 yılında tarihe karışmıştır ve bu sebeple de kurulu olduğu yer konusundaki anlaşmazlıklar devam etmektedir. Dr. Şaffer’e göre Mallos’unCeyhan Nehri’nin aşağı kesimlerinde aranması gerekmektedir.Sebep olarakta Ceyhan Irmağı’nın üzerinden geçişini hesaba katarak bu nehrin o zamanlar Karataş tepeler silsilesinin kısmen kuzeybatısından akmış olduğunu söyler. Coğrafi konum itibariyle Dr. Schaffer’in bu görüşünde haklı olduğu bir gerçektir.O zamanki şartlar düşünüldüğünde Misis, Mallos ve Magarsus’un bir birleriyle çok sıkı bir ticari ilişki içerisinde olmaları gerekmekteydi. Bu ilişkiyi sağlamanın tek yolu Misis’in bir iç liman halinde kullanılmasını sağlayan Pyramos Nehri’idi. Çünkü yağışların çok yoğunlaştığı ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde bu üç kenti çevreleyen alan bataklık haline gelmekteydi. Böylece herhangi bir zorluk karşısında Mallos’a, Karataş ve Misis’ten kara yoluyla yardım gelmesi nerdeyse olanaksızdı. Kâhinler Kenti Mallos’la ilgili olarak Profesör Dr. H. Th. Bossert Kızıltahta Köyü’ünde okuduğu bir yazıta kayıp kent Mallos’un Kızıltahta ve Terkeşen köyleri arasında bulunduğunu ve zamanla bu şehrin,Ceyhan Nehri’nin batı kıyısı boyunca çökeller altında kaldığını kuvvetle tahmin ettiğini belirtmektedir.
Strabo ünlü ‘’Geographıka’’ adlı eserinde, Mallos’un Kilikya kahramanı Mopsos ile Egeli Anflokos tarafından kurulduğunu söylemektedir. Büyük İskender zamanında hayli gelişen Kâhinler Kenti Mallos’tan bu tarihlerden sonra bir haber alınamamaktadır. Sadece ilerde de anlatacağımız gibi M.Ö. 67 senesinde ünlü Romalı komutan Pompeius’un Mallos’ Kilikya’yılı korsanları yerleştirdiği bilgisine ulaşılmaktadır. Ayrıca Yunanlı Vutras’ın coğrafya kitabında, “Mallos, Kilikya’da Tarsus şehrinin 63 kilo metre güneydoğusunda, Ceyhan Nehri kıyısında kurulu Mopsos Tapınağı ile meşhur bir kentin adıdır.” Şeklinde yazılıdır.Alishan Sissouanadlı eserinde; “MallosRupenler devrinde pek gelişmişti. Rupen, kızının on bin altınlık dotasını temin edebilmek için Haçlı şövalyelerine, bu paraya karşılık Mallos’un bütün köylerini, ekilmiş ve ekilmemiş arazisini tutu olarak vermişti.” Şeklinde anlatmaktadır.
1950 senesinde ön raporunda Mallos’un toprak üstünde mevcut olan binaların hemen hepsinin civarda bulunan köylerdeki yapılar için bir gereç olarak kullanıldığını“Karataş’taki Arkeolojik Araştırmalar” adlıkitabında anlatan.Prof. Dr. Bossert; ‘’Yalnız Roma Çağı’na ait olup İslamî devirlerde tamir edilen köprünün bir kısmı, Kızıltahta köyüne bağlı Akdeğirmen mevkii yanında kendisini muhafaza etmiş bir durumda bulunup şimdi değirmen olarak kullanılmaktadır’’ şeklinde yazmaktadır. Akdeğirmen’in hemen güneydoğu kısmında yaklaşık 400 m. yakınında bulunan dokuz gözlü bir köprünün kalıntısının sular azalmaya başladığında ortaya çıkması bu yapının Mallos’ait olup olmadığı ile ilgili daha esaslı inceleme yapılmasını gerek kılmaktadır.
Bizans tarafından 964 yılında yakılıp yıkıldıktan sonra tarihe karışan Mallos Kenti’ Arapların ‘’Mellun’’ dedikleri bir bölgeydi. İstahri; Mesalik el Memalik kitabındaCeyhan Nehri’ni anlatırken; “Rum memleketinden çıkar, Misis’e gelir. Buradan el Mellun köylerinden geçerek Rum denizine dökülür” demektedir. Piri Reis Kitab-ı Bahri’de, Karataş’ta bir küçük adadan “ol adacığa porto Melun” denidiğini söyler. PiriReis’in Karataş’taki Melun Adası diye tarif ettiği küçükadanın,Ceyhan Nehri’nin doğu tarafı ile Yüreğir Ovası’nın orta-güney kısımlarını içine alan Mallos yönetimi tarafından idare edildiği düşünülmektedir.