8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 kadın dokuma işçisi 'eşit işe eşit ücret, çalışma saatlerinde azalma ve doğum izni istemiyle greve başladı. Bu grev esnasında, çıkan yangında fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçi yaşamını yitirdiği katliamı protesto etmek için, Birleşmiş Milletler tarafından da tanımlanmış uluslararası özel bir gündür.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü, her yıl 8 Mart'ta dünyanın dört bir yanından eşitlik taleplerinin yükseldiği, kadınların aslında her gün süren direnişlerinin, eş zamanlı haykırıldığı, kadınların eşitlik, adalet ve kadın hakları ile ilgili mücadelesini hatırlatmak ve farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenlenir Aynı zamanda Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların ekonomik, sosyal ve politik haklarını savunmak ve kadına şiddetin sona erdirilmesi için mücadele amaçlarını da taşır.
.Türkiye’de de 1975 yılında "Kadın Yılı Kongresi" yapıldı. Her yıl kutlanmaya başlandı. 1984'ten itibarende her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından kutlanmaya devam edilmektedir
Ancak günümüzde kadın haklarının varlığı bir çok alanda sorgulanma durumundadır. Hemen, hemen hergün duyduğumuz, okuduğumuz kadın cinayetleri ve kadına fiziki ya da psikolojik şiddet olayları sonucunda ne yazık ki kadınlarımız ya ağır yaralar almakta ya da yaşamlarunı yitirmekte, çocuklar ise hayatlarının en ağır travmalarını yaşamakta. Bu durum toplumumuzunbüyük kesiminin yüreğini dağlamaktadır, Çocuk gelinlerin varlığı ve giderek çoğalması da ayrıca kanayan yaralarımızdan.
Ekonomik nedenlerden ya da bilinçsizlikten evden kaçan ya da kaçırıların genç kızların düştükleriortamlar da içler acısı…
1930 lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün yasallaştırdığı seçme, seçilme haklarımızı kırsal kesimdeki kadınlarımız, özgürce kullanılabiliyor mu?’ Hayır. Oy kullanmaya giderken bile kocasının dediğini yapan binlerce kadınımız ne yazık ki var. Siyaseten eşit haklara sahip olmamıza karşın güya seçtiğimiz siyasilerin neredeyse çoğunluğu erkek.
.
"İdari ve siyasi işlerde erkeklerle eşit olarak yer aldıkları zaman anlaşılmalıdır ki insanlık devri başlamıştır. İnsanlık herkesin hukukça eşit olmasıdır..."
Haklarından vazgeçmeyen, inancını ve kendine güvenini asla kaybetmeyen güçlü kadınlarımız çoğaldıkça öncelikle aile ve toplum güçlenecek,ülkemizin refah düzeyi artacaktır. Gerçek bir demokrasi ve hukuk ülkesi olacaktır.
Elbette, eğitim, sağlık, hukuk ve iş dünyasında yönetici, üstün başarı gösteren kadınlarımız da var.
Bu bağlamda tüm emekçi kadınlarımıza selam