Öğretmen Nasıl Yetiştirilir?
Yaptığımız çalışmalar ve gözlemlerimiz, gençlerimizin, hem de eğitim fakültelerinde okuyan gençlerimizin, doğru dürüst eğitim tarihi bilmediklerini, görev yapacakları ülkeyi tanımadıklarını göstermektedir. Gençlerimiz, eğitim tarihimizin ünlü pedagogları İsmail Hakkı Tonguç’u, Ethem Nejat’ı, Mahir Efendi’yi, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nu, Nafi Atuf Kansu’yu; dünyanın ünlü pedagogları Pestalozzi’yi, John Dewey’i, Kersestainer’i değil okumak, duymamışlardır.
İsmail Hakkı Tonguç’un dışında, diğer eğitimcilerle ilgili bilgileri olmadığını söylediler. Tonguç’un, özgün uygulaması Köy Enstitüleri nedeniyle “İsviçre Pedagoji Ansiklopedisi”nde yer aldığını, John Dewey’in ülkemize 1924’te geldiğini, eğitimle ilgili bir rapor hazırlayıp bakanlığa verdiğini duymamışlardı. İş eğitimini, TÖS’ü, TÖBDER’i de bilmemektedirler.
Bu, gençlerimizin suçu değildir. Suç, onları yetiştiren, daha doğrusu yetiştiremeyen eğitim dizgesinde, yöneticilerde, siyasetçilerdedir. Ezberci eğitim anlayışıyla varılacak yer tam da burasıdır. Ülkemizin coğrafyasını tanımayan, Anadolu halkının sorunlarını bilmeyen, gerçeklikten kopuk öğretmenler yetiştirilirse, onların gittikleri yerlerde başarısız olması son derece doğaldır.
GÜÇLÜ LİDERLER
Türkiye; ekonomik, toplumsal, siyasal yönden büyük sorunları olan bir ülkedir. Bunun yanına, son zamanlarda en çok konuşulan ve başat sorun olarak öne çıkan sığınmacı sorununu da eklersek, gelecek kuşakları yetiştirecek olan öğretmenlerin bilgi, donanım ve kişilik açısından çok güçlü liderler olması gerekir.
YENİDEN DÜZENLENMELİ
Cumhuriyetin altın çağlarında öğretmen; “halk aydını”; hatta “aydınlar arasındaki halk temsilcisi” olarak kabul edilirdi. Halkın yaşantısıyla öğretmenlerin yaşantısı neredeyse aynıydı. Öğrencilerin kalbine, ruhuna dokunan öğretmenler çoğunluktaydı. Günümüzde, ülkemizin ve halkımızın sorunlarına ilgisiz, örgütlülükten uzak öğretmen yetiştirme politikalarıyla bir yere varılmaz. O nedenle, öğretmen yetiştiren kurumlarda hızla değişime gidilmeli, eğitim fakülteleri YÖK’ten alınarak bağımsız kurumlara dönüştürülmelidir. Eğitim fakültesi sayısı, gereksinime göre yeniden belirlenmelidir.
Öğretmen yetiştiren kurumlara iş eğitimi sokulmalı, kitap okuma işine ağırlık verilmeli, inceleme ve araştırma gezileri yapılmalı, ülkemizin tarihi ve doğal güzellikleri öğretmen adaylarına tanıtılmalıdır. Edebiyat, bilim, sanat, düşün dergileri öğretmen adaylarına ulaştırılmalı, Türkçe metinler üzerinde uzun uzun düşünmeleri sağlanmalı, düşündüklerini söyleyebilmeleri için ortam hazırlanmalıdır. Öğretmen adaylarının kendilerini kültürel ve sanatsal yönden yetiştirebilmeleri için maddi destek verilmelidir.
Yaşamdan kopuk, Anadolu gerçekliğinden uzak bir eğitimle öğretmen yetiştirmeye kalkmak; başta onların, sonra da onların yetiştireceği yeni kuşakların geleceğini karartır. Hiçbir şey ülkemize bundan büyük zarar veremez.
*ERDAL ATICI
KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI BAŞKANI
08.06.2022 tarihli Cumhuriyet Gazetesi " Olaylar ve Görüşler" sayfasında yayınlanmıştır.