Ormana Uzaktan Bakmak

Dr. Nurettin Demir drnurettindemir@gmail.com

Siyasetle nasıl tanıştığımı, bulaştığımı daha sonra anlatma hakkımı kullanarak, bugünün siyasetine kıyısından köşesinden değinmek istiyorum. 7 yıllık aktif milletvekilliği sonrası siyasetten uzak durayım diyorum, ama olmuyor. Ankara’yı izlemeden gözlemlemeden edemiyorum. Hani gözüm, kulağım kaçmıyor diyemem. Uzun süredir sigarayı bırakan birinin sigaraya özlem duyması gibi bir şey.
*
Gözüm kaçıyor diyorum ya, Ankara’ya uzaktan bakmak, siyaset ormanına dışardan bakmak. İçinde olmak ile, uzaktan bakmak gerçekten çok farklı. Hani bilinen deyimin ifade ettiği gibi, bazen 'ağaçlardan ormanı görememe' durumu. Her gün bir gündem belirleyen birileri ve o gündemin girdabına kapılan muhalefet.
*
Siyasete uzaktan bakmak, bakabilmek derken Amerika’dan WhatsApp ile bir mesaj, farklı bir görüş geldi. Demek ki ormana uzaktan bakmak ne kadar da farklıymış dedirten bir mesaj.
*
Amerika Valparaiso Üniversitesi Pazarlama Bölümü Öğretim Üyesi, akademisyen Prof. Dr.
Musa Pınar, Amerika’dan Ankara’yı nasıl görüyor. Bana gönderdiği mesajdan okuyalım.
*
“Sayın Vekilim, aşağıdaki mesajı Nuri Okutan Vekile gönderdim, sizinle de paylaşmak istedim. Başka bir mesajım var, onu da paylaşacağım. Bunu ve diğer yazımı partiniz ile paylaşabilirsiniz. Düşüncelerimi paylaşacağım bir kişi varsa, ulaşmak, haberleşmek isterim. Saygılar, Musa.
Bu ara iktidarın reform yapması konuşuluyor. Bence iktidarı reform gerektiren “sorunları” anlatmaya zorlamak gerekli. Yani, “sorunlar, reform gerektiren konular belirlensin ki, reformlar doğru mu, yararlı mı halk bilsin, fikir sahibi olsun” diye söylenmeli. Aynen, “nereye gideceğini bilmiyorsan, her yol doğru olduğu gibi, sorunlar tanımlanmazsa, her yapılan doğru reform gibi gelir”. Bu konun gündemde tutulması iyi olur düşüncesindeyim.
*
Daha önce yazdığım gibi, her ne kadar parlamenter sistem deneyimimizin olumsuzlukları olsa da bugün yaşanan rejim değişikliğinde sistem hepten tıkanmıştır. Ve aradaki bu fark halka anlatılarak, neden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi gerektiği günlük tartışmaların bir parçası haline getirilmeli. Yoksa parti içindeki bir tartışma olarak kalır. Bunun yanında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sorunlarının söylenmesi ve halkın “gerçek ve katılımcı demokrasiyi” hak ettiği, nokta atışı suçlama yapmadan daima dile getirilmeli. Eğer bu önerilen güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme destek isteniyorsa, mutlaka eski sistemin sorunlarını açık olarak belirlenip, yapılan öneriler ile nasıl daha iyi olacağı halka açık olarak anlatılmalı. Aksi halde, 'geliştirilmiş ve iyileştirilmiş' lafları asla ve asla destek görmez. Bunun yanında önerilen yeni sistem için yeni Anayasa hazırlanmalı ve önerilmeli ki halk işin ciddiyetini ve önemini anlasın. Artık insanlar boş lafta değer, prim vermiyor, özellikle seçimin sonucu etkileyen 'kararsız' seçmenler siyasi kavga tartışma duymak, görmek istemiyorlar.
Bu ara “kararsız seçmen” sayısı hızla artıyor veya en yüksek seviyede. %30’ları buldu. Birinci sıraya oturdu. Bunların sorunlarını anlamak ve desteğini almak için bilgiyi gerektiren araştırmalara gereksinim var. Aynen 30 yaş altı Z kuşağı / millennials gibi, bunları anlamak için ciddi araştırmalara gerek var, bunu yapmaya değer. Bu Z kuşağı, türban, giyim vb. konularda siyasilerin en az 10-15 yıl ilerisindeler. Gelecek seçimi bu iki grup belirleyecek. Bu grupların sorunlarına onların dilinde hitap eden gelecek seçimlerde çok avantajlı durumda olacak. Onun için bu iki grubu çok iyi tanımak, anlamak ve sorunlarına hitap etmek için onlarla yaşamak, yakinen tanımak çok önemli.
Son olarak, Sn. Erdoğan’ın ittifak arayışını, “acaba Sn. Bahçeli den memnun olmadığı ve kurtulmak için mi yapıyor diye” ortaya bir yorum atmak fena fikir olmayabilir .
Şimdilik bu kadar, tekrar yazarım veya sizlerden sorular varsa, düşünce ve fikirlerimi paylaşırım.
*
İyi ve sağlıklı bir hafta olsun dilerim. Başta lise ve üniversite yıllarımı geçirdiğim Karşıyaka ve İzmir olmak üzere, ülkemin vefakar, fedakar halkına selamlar ve saygılarımı sunarım. Musa.”
*
İyi bir doktor sorunu ortaya koymadan çözüme gitmez. Sorun nedir? Nerede aksaklık var?
Bunları tespit eder, ondan sonra çözüm önerir, reçete düzenler.
*
Sayın Kılıçdaroğlu ve Akşener, sorularını net olarak sormaya devam etmeli, yapılacak reformları veya başka her şey için sorunu net olarak tanımlamaya zorlamalılar ve de ayrıca iktidara gelince yapılacaklarını tek tek anlatmalıdırlar. Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde iktidara gelince ilk hafta yapacakları çözüm önerileri gibi.