Lavanta Kokularının Meltemle Buluştuğu Yer…
Gençlik, geleceğimiz, umudumuz. Bodrum Belediyesi ile TÜLOV ( Türkiye Tanıtım, Araştırma, Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı)’un ortaklaşa düzenlediği Gençlik Kampı için Bodrum’a gidiyoruz. Tülov Genel Sekreteri Ecz. Barış Özgen, Genel Sayman Gülin Coşkun, üyelerimizden Yaprak Gürcan ile birlikte İzmir’den Bodrum’a doğru yola çıktık. Bafa Gölünün çevresinde sıralı zeytin ağaçları taşıdıkları yükleri atmanın günlerini sayıyorlar. Ürünlerini vermeye çalışan zeytin ağaçları sonbahar yağmurlarını bekliyorlar. Milas Belediye Başkan Vekili Halil Mutlu’ya uğruyoruz. Hizmet binasının önü arkası dolu. Herkesin bir derdi var. Çözülmesini istiyor. Sadece ülkenin değil, halkın sorunları da birikmiş. Belediye çözüm bulmaya çalışıyor. Bir boşluk bulup kahvemizi içip yolumuza devam ediyoruz. Güvercinlik’te Tülov İşletme Müdürümüz Demirkanatlı Mutlu ağabeyimiz ile buluşuyoruz. Denizlerimiz yazın yorgunluğunu bizlere hissettiriyorlar. Ah bir kış gelse diyorlar. Güvercinlik koyununun karşı kıyılarında, önce yaktığımız yemyeşil Halep ormanlarının yerine kara kara oteller yükselmiş. Denizler yorulmuş kıyılar ne yapsın.
Mumcular üzerinden Bodrum’un kadim tarım ovası Karaova’nın ilk yerleşim yerlerinden Pınarlıbelen Mahallesi Etrim Mevkiine ulaştık. Ormanın eteklerinde 30-40 dönüm alanda Bodrum Belediyesi’nin mükemmel projelerinden İsmail Hakkı Tonguç Tarım Okulu ve Müzesini bünyesinde bulunduran Garaova Tarım Kampına girince büyülendim. Lavanta bahçesindeki yüzlerce lavanta çiçeklerinden çıkan lavantin kokuları denizden esen meltemlerle buluşup adeta sarhoş etti. Bu güzelliği ne kadar anlatsam başaramam. Görülmesi ve yaşanması gerekir. Bodrum Belediye Başkanımız Ahmet Aras ve ekibini içtenlikle kutlarım. Hani iktidar Millet Bahçeleri diyor ve övünüyor ya, gidip Garaova Tarım ve Gençlik bahçesini görsünler. Bodrum- Muğla temsilcimiz Remzi Kazmaz ve Bodrum Tülov ekibi bizi karşılayanlar arasındaydı. Belediye Meclis Üyesi, önceki dönem Başkan Yardımcısı Emel Çakaloğlu ve Bodrumlu dostlarımız; Yılmaz Senemoğlu, Mustafa Duru Kamp Müdürü, Benin Bilgi, Akın Fetvacı ve diğerleri. Edirne’den gelen MH Üyemiz Ramazan Tanal ve Pınarbelen’in evladı, Tülov Bodrum üyelerimizden Dr Kerim Cangır ile Etrim Yörük Çadırında buluştuk. Temmuz İle Eylül sonuna dek yüzlerce genç birer haftalık kamp yaparken Bodrum’u, unutulan tarımı, Köy Enstitüleri ruhunu, gerek teorik gerekse pratik uygulamalar ile tanışmış, buluşmuş ve uygulamışlar. Tarım ve Gençlik Kampı ile ilgili detaylı bilgilendirmeden sonra İsmail Hakkı Tonguç Tarım Okulu ve Müzesine doğru iki tarafı çeşit çeşit çiçeklerin donattığı patika yoldan geçtik. Çoğunluğu Adana’dan gelen Tülov Gençleriyle tek tek tanıştık, sohbet ettik. Tarıma yönelik teorik ve pratik derslerin verildiği okulda Remzi Kazmaz’ın “Vatandaş Mustafa” filmini izledik. Doğa ve çevre dostu Vatandaş Mustafa’nın doğa katliamları ile nasıl mücadele ettiğini hüzünle ve heyecanla izledik. Ne çok doğa yok edici varmış ülkemizde. Filmden sonra toplu ve tek tek fotoğraflar çektirdik. Hala lavanta kokularının denizden gelen esintisiyle sarhoşluğumuz devam ediyordu. Pınarlıbelen Etrim çevresiyle, restoran ve çeşitli üretim üniteleriyle Bodrum’un geçmişe ve tarımına nasıl sahip çıktığına şahit olduk. Ziraat Mühendisi Mehmet Vuran Beyin baba yurdunda yarattığı Üzüm Bağları ve Bodrum Garaova Vineyards Şarap Evi gerçekten Bodrum’a ve Karaova’ya ayrı bir değer ve tad katmış. Bağları, imalathanesi ve mahzeniyle mükemmel. Hani Bodrum’a gidipte uğramazsan olmazlardan.
Pandemi sonrası bu yıl oteller dolu. Turizmcilerin yüzlerinin asıklığı gitmiş. Zar zor bir otel bulduk. Geceyi lavanta kokularının sarhoşluğuyla derin bir uykuyla geçirdik. Bodrum’un yeni bir sabahında ilk işimiz Bodrum Belediyesini ve Başkan Ahmet Arası ziyaret etmek oldu. Garaova Tarım Okulu ve Müzesi projesini yarattıkları için yürekten kutladık. Turizm sadece kum, deniz ve güneşten ibaret olmadığını tarım gibi alternatif turizmde de değerlerimizi yaşama kazandırdıkları, gençlerimizi tarımla doğayla buluşturduğu için teşekkür ettik.
Bu kadar yazdıktan sonra lavantalardan söz etmesek olmaz.
Lavanta, ballıbabagiller familyasındandır. Akdeniz kökenli bir bitki türüdür. Morumsu, mavi veya kırmızı renkli çiçekleri vardır. Dağlık ve taşlık olmak üzere her yerde yetişebilir. Hem nazlı değil hem de alımlıdır.
Faydaları saymakla bitmez. En başta çayını unutmamak gerekir. Daha sonra parfüm sanayinde geniş kullanım alanı bulur.
Özellikle lavanta çayı; romatizmal ağrıların giderilmesinde ve sinirlerin yatışmasına yardımcı olur. Sürekli uykusuzluk çekenlere önerilir. Psikolojik hastalıklara karşı lavanta çayı, melisa çayıyla benzer özelliklere sahiptir. Depresyondaysanız lavanta çayı iyi gelir. Daha neler neler…
İştahı açar. Tansiyonun seviyesini dengeler. Özellikle strese bağlı tansiyon yükselmelerinde ilk akla gelenlerden olmalıdır. Şiddetli baş ağrısına neden olan migrenin ağrılarını hafifletir.
Ayrıca; adet düzensizliğinin giderilmesinde, akne ve benzer cilt sorunuyla savaşır. Tonik biçimde cilt üzerine uygulamaları yararlıdır. Sindirim sistemi rahatsızlıklarını gidermeye yardımcı olur. Karaciğer yağlanmasının durdurulmasında detoks özelliğinden yararlanılabilinir.
Gezin, görün, öğrenin sağlıklı ve mutlu olmak sizin de hakkınız.
Göcek
26.09.2022