İyi bayramlar

Dr. Nurettin Demir drnurettindemir@gmail.com


Yıllar sonra, İzmir Urla Yağcılara bağlı Altınköy Çiftlik Evlerinin sahili Altınkoy’da, sabahın erken saatinde denize girdim. Sahilden epey uzaklaşıp geri dönerken sahile baktığımda, sahil şezlong sandalyelerinin hemen hemen hiçbiri görünmüyordu.
Hatta Altınköy Vadisi, Karadeniz sahilleri gibi sisliydi.  Sahile çıkınca yoğun bir nem vardı.  Temmuz ortasında sabahın erken saatinde, deniz kenarında yoğun nem sise dönüşmüş. Hani biraz daha yoğun olsa göz gözü görmeyecek.
Bu ne anlama geliyor havalar daha da ısınacak! Bayramda hava sıcaklığı 45 dereceyi bulursa şaşmamak gerekir. Dünyanın ekosisteminin bozulduğunun bir göstergesi diyebiliriz.
Çünkü son 40 yılda böyle bir olayla karşılaşmadım.
Deniz sonrası eve yürümek istedim. Daha güneş çıkmadığından asfaltta sıcak değildi. Aldım ayakkabılarımı elime yürüyorum.
Çocukluğumu anımsadım. 1950’li yıllar. Hep yalınayak yürür koşardık. Çarşıya, okula giderken babamın eski çarıklardan yaptığı çarıkları giyerdik.
Koşarken giderken arada bir pıtrak (diken) batardı. Oturup sessizce bazen de “off”layarak pıtrağı (dikenli topalak) çıkarıp tekrar yolumu devam ederdim.
Çocukluk günlerime gitmeme neden olan, yalınayak yürüyüşüme eşlik eden, geçen günlerde kaybettiğimiz Baki Güzel ağabeyimdir.
Göcek-Dereboğazı mahallesinde, evimizin karşı yakasında, evleri olan, komşumuz, uzaktan da olsa akrabam olan Baki ağabey…  İlk gramofonu mahallemize Baki abimiz getirmişti.
Köyün güzel bir kızına âşık olmuş. Âşık adam ne yapmaz!
Gramofonun sesini sonuna kadar açıp aşkını türkülerle dillendirirdi.
Baki, soyadı gibi güzel, hatta çılgın denebilecek bir yaşam sürdü.
Yoksulluktan zenginliğe geçince günlük yaşardı. Sonra Aydın’da boyacılık işleriyle uğraştı. Baki Güzel için “Tüm Aydın’ı boyayan adam!.” derlerdi.
Günlük işlerinde, yanında 30-35 kişi çalıştırırdı.
Epey usta yetiştirmişti. Göcek Sahilde restorancılık bile yapmıştı.
Yapmadığı iş kalmadı. Az önce yazdığım gibi günlük kazandı, günlük yaşadı.
Seksenli yaşlara geldiğinde de epey sıkıntı yoksulluk çekti. 
Günlük yaşadığı için son demlerinde pişmanlık çekmiş midir bilmem. Ancak bildiğim, insanın biriktirme hırsına kapılmadan kendine göre doğru bildiği yoldan gitmiş olduğudur.
Her Bayram, ne olursa olsun babama Bayramlaşmaya gelir, babamla saatlerce sohbet edip eskileri yad ederlerdi.
Köyün sevilen, ancak deli dolu yaşamıyla anılan Baki Güzel ağabeyimizin yıldızlar yoldaşı olsun.
Dedim ya, bizleri bekleyen 45 dereceyi bulan hava sıcaklığına şaşmamak gerek!
Çünkü doğanın dengesini bozan bizleriz.
Doğayla uyum içinde yaşamayı beceremedik. Hırslarımız, talana dönüştü. İlerlemeyi betondan ibaret sanan bir güruh peydah oldu ve olan oldu! T
oprak nefessiz kalınca, bir yanda sel felaketi bir yanda nefessiz bırakan sıcaklar bir yanda depremler, yangınlar…
Başımızı felaketten kaldıramayınca aldırmamaya başladık.
Talan dört bir yandan devam ederken, mücadelede dört bir yandan devam ediyor doğrusu. Ama parçalı!..
Bir araya gelip, yumruğumuzu birlikte sıkmadığımız sürece yenilmeye mahkumuz. Öyleyse, tek yumruk olmanın, dayanışmanın, birlik ve beraberliği güçlendirmenin yollarını düşünmeli, eyleme dökmeliyiz.
Hayat deli dolu yaşansa da, ölüm yokmuşçasına biriktirerek yaşansa da bir yerde bitiyor. Anlamlı bir hayat, anca geride dokunduğumuz insanlarla birlikte anlaşılıyor.
Baki ağabeyimiz, yetiştirdiği ustalarla, nice eve geçim kaynağı yarattı, nice insanı meslek sahibi yaptı. Betonlar arkanızdan hayır dua etmez, insanlar eder.
Değerlerimizi, dostlarımızı, birbirimizi unutmayalım.
Bu bayramda da çeşitli sivil toplum kuruluşlarının kampanyalarına karınca kararınca destek olalım. Bu zor günleri hep beraber atlatalım!..
İyi bayramlar.

Dr. Nurettin Demir
Fethiye
19.07.2021