Eylül…
Eylül…
Eylül’de doğmak, güzel bir şans. Peki Eylül’de yaşlanmak? Babam 2 Eylül, anam 3 Eylül’de diyor. Babam, anam kadar bilir mi? Acıyı çeken o, Sevinci yaşayan da o. Bende anama inanıyorum güveniyorum. Her ne kadar nüfusta Nisan yazsa da ben, 3 Eylül’de dünyaya merhaba demişim. Nüfusa göre 68, anama göre 70 yaşımı tamamladım. Ama ben kendimi 40 yaşıma henüz ayak basmış gibi hissediyorum.
Ne diyor şair Altan,
“Eylül’de aşk, Eylül’de acı, Eylül'de yalnızlık zordur,
Eylül’de her şey zordur, ben onun için severim...”
Şairin dediği gibi Eylül hem zor, hem de zor olduğu kadar güzeldir. Eylül ayının ilk günlerini yaşıyoruz. Hazan mevsiminin ilk ayı, ilk günleri. Bu dünyada barış ne kadar zor. Ne kadar emek çaba göstermek gerekiyor.
1 Eylül Barış gününde, hocaların hocası ve ülkemizin son 50 yılının önde gelen barış emekçisi Prof. Dr. Veli Lök ile, elli dolayında kütüphanenin açılışını sağlayan Rahime Şeyhoğlu’nun adına güzel bir kütüphane açıldı. Karşıyaka Belediyesi, Başkan Dr. Cemil Tugay ile Şeyhoğlu ailesinin yazar oğulları Recai Şeyhoğlu, Demirköprü semtinde anlamlı bir kütüphaneye açılış töreni düzenledi. Çok güzel ve tarihi konuşmalar yapıldı. Eylül’ün ilk gününde bizim için çok anlamlı, değerli ve coşkuluydu. Kütüphanenin önüne belki de Veli hocanın, genç sanatçı, Heykeltraş Ahmet Uzun tarafından ilk büstü yapılmış. Kendi adıma, açılışa katılan, emeği geçenlere içten teşekkürlerimi sunarım.
Süryanicede “Aylul” yani “Üzüm, Üzüm Ayı” anlamından günümüze gelen Eylül, zorlukların bir ayı olduğununda bilincindeyiz. Nasıl ki zorlu bir doğumdan sonra nur topu gibi bebek dünyaya geliyorsa, 4 Eylül’de de Sivas Kongresi başlamıştı. 102 yıl önce belki de Atatürk’ün Samsun’dan sonra kurtuluş yolunda zor geçen 19 ayının da en zor zamanı da Eylül'dür. Amerikan mandacılığını isteyen delegelerin ağırlıkta olduğu Sivas Kongresi, İstanbul Hükümetine ve İngiliz gizli istihbaratçılarının kumpaslarına, tüm engellemelerine ve zorluklarına rağmen başarıyla tamamlanmıştır
Bu zor süreçte Mustafa Kemal, 7 Eylül’de, ABD Başkanı Wilson, Anadolu’da neler oluyor diye General Harbord başkanlığında bir heyet ile görüşür. Alev Coşkun'un "Samsun’dan Sonra en zor 19 Ay" kitabında da detaylı anlatıldığı gibi; Harbord’un ”... milletinizi ölümden ancak manda idaresini kabul etmenizle kurtarabilirsiniz.” sözlerine karşı Mustafa Kemal “ ...biz emperyalistlerin eline düşen bir kuş gibi yavaş yavaş ve sefil ( alçakça) bir ölüme mahkum olmaktansa, babalarımızın oğulları sıfatıyla vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ederiz”
Harbord “ Paranız yok. Pulunuz yok. Bu halinizle memleketinizi felakete sürüklemek demek değilimi?” diye sözünü sürdürürken, M. Kemal’in elinde oynamakta olduğu tesbihin ipi kopar. Eğilip dağılmış teşbih tanelerini toplar ve “ General, bu ip kopmuş ve taneler dağılmıştır. İşte ben şimdi o taneleri birer birer toplayacağım” ve sözüne şöyle devam eder; “Bir millet varlığını ve bağımsızlığını kurtarabilmek için düşünülebilen her türlü girişim ve fedakarlığı yaptıktan sonra başarıya ulaşır. Ya başaramazsa demek, o milletin ölmüş olduğu hükmüne varmak demektir. Öyle ise, millet yaşadıkça ve fedakarca girişimlere devam ettikçe başarısızlık söz konusu olmaz”
Değişim ve yenileşme ayı olan Eylül, tüm toplumumuzun özgürlüğünü, bağımsızlığını sonsuzluğa taşıyan adı olsun.