Ey Yörükler… Yörükler…
Göcek koyları, turkuaz denizi ve yat turizmi kadar festivalleriyle de dikkati çekmektedir.. Her yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında düzenlenen Göcek çocuk festivali sanırım ülkemizin en önemli Çocuk festivallerinden biridir.Mart Ayı içesrsinde yapılan "ot festivali" ve Haziran düzenlenen "Göcek yörük göçü" de artık Göcek Festivallerimin klasikleri arasına girdi. Göcek Gürsu Pırnaz Yayla Yürüyüşü 20 yıldır yapılıyor.
Halkın ot festivali dediği iki günlük etkinliğin ilk günü Göcek çevresinde, doğada yaygın bulunan, taze otların tanıtılması başlar. Toplanan otlardan gözlemeler yapılır ve tıbbi aromatik bitki çaylarının tadılması ile tamamlanır. Festivalin ikinci gününde “yöresel ürünler pazarı” yapılır.
10 Mart 2024 Pazar günü, Göcek sahil bandı, MUÇEV’İn iskele yenileme nedeniyle kapalı olması nedeniyle festival etkinliği, Göcek meydanında yapılmasına karar verildi. Ev hanımları evde ürettikleri, bazı kuruluşlar elindeki çeşitli ürünleri bir tezgahın üzerinde tanıtmaya, satmaya çalıştılar.
Yerel seçim dönemi ve Ramazan ayı olmasına karşın uzaktan yakından halkın ilgi ve beğenisi üst düzeydeydi. Tam bir panayır havası vardı. Çeşitli gösteriler; yemek yarışmaları, şeflerin marifetleri ve günün sonunda coşkulu bir ödül töreni yapıldı.
1960 yıllarında ben, Göcek İlkokul ikinci sınıfındayken yaklaşık bir dönem eğitim gördüğüm Göcek Camisinin (depremden dolayı az da olsa hasar görmesi nedeniyle daha sonra yenilendi ve bugünkü kullanım şeklini aldı) önünde Göcek ( Göçerleri) Yörük Obaları Grubunun kurduğu bir kara kıl çadırı en çok ilgi çeken köşelerden biriydi.
Başta Necdet Cin olmak üzere Göcek Yörükleri hem Yörük kültürünü hemde geleneklerimizi festivale gelenlere çalgılarıyla, türküleri, üç etek gibi giysi ve oyunlarıyla gösterdiler. Müsaade ederseniz onları burada anmak istiyorum. Darpaklı Şerif (Şimşek) Öğretmen, Cin terzi (Necdet Cin), Ergün Demir, Ramazan Sarı, Rasih Dikici, Oktay Demir ve eşleri, Sabahattin Kundakçı, Hamza Dalgıç, Ali Akboyun ve Eşi, dört dörtlük yörük etkinliklerini tüm festival süresince devam ettiler.
Ben de bir yörük çocuğu olarak Yörüklü hep merak ederim.Yörüklük, yörük ifadesi nereden ve nasıl doğdu? nereden geliyor?
Aslında bu konuda pek çok iddialar var. Örneğin, Mustafa Kemal Atatürk ile kız kardeşi Makbule Hanım sohbetlerinin birinde bu konu açıldığı söylenir. Makbule Hanım Abisine “Yörük kimdir, yörük kimlere denir?” diye sorar. Atatürk “ Yörük, yürüyen Türk’tür” diye yanıt verir.
İzmir Aliağa Belediyesinin, Aliağa Kent Kitaplığı yayınları arasında yer alan Emekli Öğretmen Cevat Yıldırım’ın “Yörükler ve Derici Yörükleri Tarihi” kitabında “İlk kez Yörük kelimesi” ile ilgili önemli bir bilgi veriyor. Kitaba göre; Osmanlı döneminde “Devlet, resmi olarak vergi toplarken temettü’at defterinde konar- göçerler için yörük adıyla kaydederlermiş.. XIV yüzyıldan itibaren yaygın olarak yörük kelimesi kullanılır olmuş. 15. yüzyılın ilk yarısında yaşayan tarihçi Yazıcıoğlu Ali Efendi eserinde efsane olmuş "Olcay Hanı" anlatırken şöyle yazar: Sahranişin ve göçkündü, yani yaban yurtlu ve yörük. Yine aynı eserin başka bir yerinde “ol memleketin Sahraları ve bir şeyleri (meşe ormanı) İğdir’den doldu diyerek yörüğün hangi anlama geldiğini ve Yazıcıoğlu Karamanoğullarını “ olmasın ki oturak olası ki, beylik, Türkmenlik ve Yörüklük edenler de kalır.” Öğüdünün bulunduğunu rivayeti vardır. Bu paragrafta adı geçen bey, Akkoyunlu Beyliğinin kurucusu Karayülük Osman Beydir.” bilgisini vermektedir.
Dedelerimiz Orta Asya'dan önce Anadolu’ya, Karaman’a gelmişler. Daha sonra Teke yöresine gelip yüzyıllardır, ülkemize ve başta Toroslar olmak üzere doğasına sahip çıkmış ve çıkmaktadır. Yörük ailesinin bir üyesi, evladı olarak Yörük olmaktan büyük gurur duyuyorum.
Bu köşe yazısını yazarken 31 Mart Yerel seçim sonuçları belli olmaya başladı. Türkiye Haritasının özellikle batı bölgeleri kırmızı renge boyandı. CHP büyük bir başarı kazandı. Türkiye genelinde CHP birinci Parti durumuna geldi. Seçilen Başkan ve Belediye Meclis Üyelerini içtenlikle kutluyorum. Ayrıca Başta Özgür Özel Olmak üzere tüm genel Merkez Yönetimini ve Seçim sürecinde emeği geçenleri içtenlikle kutluyorum.
Ekrem İmamoğlu’nun söylediği gibi İstanbul ve Türkiye için yarın“Mis gibi bir bahar kokacak” “ doya doya içinize çekin” diyerek mutluluğunu halkıyla paylaştı.
Demokrasi ve gelecek için müthiş bir umut doğdu. Bugünkü demokrasiye katkı koyan tüm yurttaşlarımızı içtenlikle kutlarım.
Göcek
01.04.2024