Baharda Umut

Dr. Nurettin Demir drnurettindemir@gmail.com

 

İstanbul son 30 yılın en yoğun kar yağışını gördü. Baharın ilk ayı Mart ayının ortalarına gelmesine karşın Göcek bile pek soğuktu. Ortalıkta dolaşan insan sayısı çok azalmıştı. Sokakları geçtik ana yollardan geçen araç sayısı bile çok azalmış.  Yolların seyrekleşmesi soğuktan değil mazot benzin fiyatlarının uçmuş olması. Daha 2019 yılının Mart aylarında mazot 6 TL dolaylarında iken bugün  4 katına 24 liraya ulaşmış durumda. 3 yılda 4 katı, 

 

Fethiye’den Göcek Mahallesine doğru gelirken Çal ve Sandras dağlarının zirvelerinde kar bol ve görkemliydi. Yağışlar bol oldu. Buğdaya ot ilacı aldım. 100 gramı yüz lira, dekara en az 160 gram atılacak. Vay benim çiftçim vay! Vay benim Türk tarımına. Bir yandan Rus- Ukrayna savaşı bir yandan da soğuklar. Yıllardır uygulanan politikalar nedeniyle tarlalarda ayakta kalan çiftçi sayısı epey azaldı. Dörde beşe katlayan fiyatlar nedeniyle iyice elini eteğini çekecek gibi görünüyor. Markette pazarda salatalığın kilosu 34 lira olmuş. 3 yıl önce 1 liraya yüzüne bakılmayan hıyar 40 liralara doğru yol alıyor.

1460 ortaklı Tire Süt Kooperatifi (Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi) Başkanı Mahmut Eskiyörük ile sohbet ediyoruz. “ Yıllarca Kooperatifçilik örgütlenmesinde çok başarılı çalışmalar yapmış ve birçok ödül almış bir çiftçi kooperatifçi olarak sizi 2019 Kasım ayında yapılan 3. Tarım Şurasına Çağırdılar mı?” diye sordum. 

“ Hayır. Mustafa Kemal’in çiftçilerini çağırmazlar” diye cevap verdi. 

2,5 yıla yaklaşan zaman içinde 3. Tarım ve Orman şurasından hafızalarımızda ne kaldı? 60 maddelik sonuç bildirgesinde kooperatif kelimesinin bile geçmediğini görünce Eskiyörük’ün serdenişte bulunmasının haklılığını görmemek mümkün mü? İşletme mezunu Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin görevinden affını istemesi. Ve Gıdada, Ormanlarımızda ve Türk Tarımında yaşadıklarımız. Geçen yıl büyük üzüntülere yol açan orman yangınlarını nasıl unuturuz! 

 

Tarım girdileri dörde beşe katladı. Bağrı yanık çiftçilerin tarlalarını gözyaşlarıyla uzaktan seyreder oldukları ise işin cabası.  

Sol Gazetesinin 5 Mart'ta yayınladığı; Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Mimarlık Fakültesine atanan İlahiyat Kökenli Profesörün Dekan olarak atanması ile ilgili haberle birlikte; “Üniversiteler İlahiyat kökenli Rektörlere teslim edildi”. 2018 yılından bu yana 8. Bakan Görevinden affını istemesi hem düşündürücü hemde şaşırtıcı geliyor insana. 

 

Reşat Yörük’ün heyecanla ve merakla okunan “ Tarımda Kurtuluş Reçetesi: Tire Süt Kooperatifi Modeli. Mustafa Kemal’in Çiftçileriyiz” kitabını okumamışsanız en kısa sürede okuyunuz. 

Cemrelerin bile kafasının karıştığı bu günlerde “14 Mart Tıp Bayramı” buruk ve hüzünlüydü. Sadece Tarım ve Ormancılıkta mı?. Sağlık alanında da geldiğimiz nokta ortada… Doktorlar ülkeyi “terk etsinler gitsinler” noktasına geldi. Türkiye genelinde “Hayır Gitmeyeceğiz! Nasıl ki Çanakkale’de, Sakarya ve Kurtuluş Savaşında her alanda ülkemizin kurtuluşunda var olduysak, bugünde ülkemizin yeniden barışına, sağlığına ve kalkınmasına dört elle sarılmaya devam edeceğiz” haykırışlarıyla meydanlardaydık.

Bende bir hekim olarak tüm meslektaşlarımın Tıp Bayramını içtenlikle sindireceğiz, çağdaş ve demokratik bir Türkiye’yi daha iyi noktalara taşımak için hep beraber el birliği ile çalışmaya devam edeceğimizi buradan seslenmek istiyorum. 

Nasıl yaşarsak yaşayalım, hangi koşullar olursa olsun karamsarlığa fırsat vermeyeceğiz, geleceğe umutla bakmaya devam edeceğiz. Karanlığın tam tepe noktasındayız. Aydınlık yarınlar çok yakın.

Göcek
14.03.2022