Fuar İzmir de 'tuzak' gibi kaza!
Fuar İzmir de ‘tuzak’ gibi kaza!
5 Mart Cumartesi Fuar İzmir’de düzenlenen FIRST Robotics Competition (FRC) uluslararası robot yarışlarını izlemeye gittik. Geleceğin bilim insanları İzmir’de yarışıyordu. Liseli öğrencilerin tasarladığı robotların olduğu etkinliğe yoğun ilgi vardı. Sezonun ilk etkinliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenmişti. Etkinliğe, Türkiye, Polonya ve Kazakistan’dan 35 takım katılmıştı. Heyecan yüksekti. Yarışmada pota benzeri bir hazne vardı. Terminalden topları alan robotlar şut atıyordu. Yarışmacı gençlerin hedefi birincilik olsa da dereceye girip ABD’deki yarışmalara katılmaya hak kazanıp, orada ülkemizi temsil etmekti. Ben de onlar kadar heyecanlıydım çünkü geleceğin “Bilim İnsanlarını” izliyordum!
Yarışmaları seyrettikten sonra arkadaşım Erşan ile Efor fuarcılığın organizasyonu olan İzmir Mobilya Fuarı MODEKO’nun 2 kattaki B holünü gezmek istedim. Stantları dolaşırken rattan bahçe mobilyaları ve salıncaklar çok ilgimi çekmişti. Koridorda başka bir standa doğru ilerliyordum. Zemin halı kaplıydı. Ancak bastığım yerin zeminindeki hareketle birlikte, sağ ayağım bir boşluğa girdi ve bileğim burkuldu. Ayağımı kurtarmaya çalışırken dengem bozuldu ve yüzüstü düştüm. Diz kapaklarım, göğüs kafesim zemine sert bir şekilde çarptı. Çok şükür ki yüzüm denk gelmedi!
Düştüğümü gören vatandaşlar beni kaldırmak istedi… Vücudumda kırık veya çatlak olabileceğini düşünerek, dokunmamalarını, ambulans çağırmalarını söyledim. Bedenimi de dinleyerek hareket etmemeye çalıştım. Ambulans görevlileri geldi. 23 yaş civarında olduğunu düşündüğüm genç bir erkek vücudumun belli yerlerini parmaklarıyla sıkarak, “bana ne hissettiğinizi söyleyin” diyordu.
“Siz muayene ederken daha çok canımı acıtıyorsunuz, göreviniz nedir, Doktor musunuz?” dedim. “Hayır, tıp öğrencisiyim” deyince, muayene etmesini istemedim. “Hastaneye gitmek ve acil buz istiyorum” dedim.
Kalkamıyordum. Kolum tutmuyordu. Ayağımı hareket ettiremiyordum. Çocuk gitti yerine Acil tıp teknisyeni geldi, “acil buza ihtiyacım var” dedim. Çantasından çıkardığı soğutucu sprey ile çarpılan, burkulan yerlerime ilk müdahaleyi yaptı. Adının Eyüp olduğunu öğrendiğim acil tıp teknisyeni olayın nasıl gerçekleştiğini sordu. “Halının altındaki zeminin oynadığını, ayağımın içine grip burkulduğunu bu nedenle dengemi kaybedip düştüğümü” söyledim. Düşmeme neden olan yer zeminini kontrol etti ve orada bulunanlara da zeminin bozuk olduğunu gösterdi.
Arkadaşım Erşan, güvenlik görevlilerinin geldiğini, ne olduğu hakkında soru sorduklarını, onlara “zemindeki halının altında oynayan bir şey yüzünden ayağı burkuldu ve düştü” dediğini ve not aldıklarını söyledi. Sonra bir fuar yetkilisinin geldiğini, onun da olayı sorup, gittiğini anlattı.
Acil tıp teknisyeni ve sürücüsü tekerlekli sandalye ile ambulansa taşıdılar. Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesinin acil servisine götürdüler. Acil servise girdik, kaydım yapıldı ve Doktor “burası pandemi hastanesi neden hastayı buraya getirdiniz, hastaya PCR testi yapılmak zorunda ve sonuç çıkana kadar 8 saat burada kalması gerekiyor” demez mi… Eyvah, eyvah! Kırık mı var, çatlak mı var acaba diye düşünürken, pandemi hastanesine götürülmek benim için ikinci bir şok oldu! Yüzümde çift maske olsa da, acil serviste hasta trafiği oldukça yüksekti!
Acil Doktoru beni fazla bekletmeden röntgen ve tomografiye gönderdi. Röntgen sonucum çabuk çıktı ancak Doktor tomografi sonucunun en az üç saat içinde çıkacağını söyledi. Acil yatakları doluydu. Mecburen tekerlekli sandalye üzerinde beklemeye başladım. Tomografi sonucum dört saat sonra çıktı. Doktor çatlak ve kırık olmadığını ancak burkulma ve çarpma kaynaklı hasar gören bağ yapıları nedeniyle ayağımın üzerine basmamam gerektiğini söyledi. Ya ayağımı alçıya alacağını ya da elastik bandajla bilek çevresini sarıp üzerine basmadan dinlendirmemi önerince, doktora “buz uygulayıp, jel ilacı sürüp, elastik bandajla sarıp, üzerine basmadan, yatarak ayağımın tedavisini yapacağım” dedim.
Düşme olayım standı köşede yer alan Yeşil Mobilya’nın sol tarafındaki koridorda gerçekleşti. Kaza ile ilgili ayrıntılar Fuar İzmir’in B holünde, Efor fuarcılığın fuar stant planında görülecektir. İyileştiğimde birlikte de tespit yapabiliriz. Holler de kameralarınız var ise olay anını seyredebilirsiniz!
Kaza kaynaklı son durumumu izah edeyim; Ayak bileğimde burkulma kaynaklı hasar gören bağ yapıları, diz kapaklarımın çarpması sonucu oluşan ağrı ve şişlikler, sol el bileğimin dokularında oluşan kanama, şişlik, yanma ve yüksek şiddette ağrı… Sol kolum ve omzumda şiddetli ağrı, hareket edememe, güç kaybı, göğüs bölgemde çarpma kaynaklı ağrı, morarma, bedensel olarak hareket edememe, yatılı bakım ve iş kaybı…
Daha önce bu zemin tuzaklarıyla ilgili bir kaza yaşadınız mı bilmiyorum ama umarım ilk ve son olur. Umarım tez zamanda iyileşirim. Umarım uzun süreli rahatsızlıklar yaşamam.
Umarım Fuar İzmir’in hollerinde bozuk zeminlerin üzerine halı örtmenin tam bir tuzak olduğunun farkına varmışsınızdır...
Sorunların üstü örtülerek, zemin hem bir tuzağa dönüştü, hem de kazalara davetiye çıkarmış oldu!
Düşmeme sebep olan kaza olayı ile ilgili haklarımı saklı tutuyorum!
Bu kazalar olmayabilir ya da önleyici tedbirler alınabilirdi. Demek ki sorumlu görevliler işlerini tam yapmıyor. Uygulamalar tehlikeleri azaltmaya yönelik olmalı ise sorunlu alanları belirlemek ve onların onarımını zamanında yapmak gerekmiyor mu?
Ayakaltındaki yüzeylerin hareketi, zemindeki delikler veya çöküntüler – çukurlar, eğimler, döşeme malzemesinin dağılması/seyrelmesi, çıkmış ve oynayan nesnelerin takibi ve tamiri neden yapılmıyor?
Önlem almak için, vatandaşın başına illaki bir kaza mı gelmeli?
Aman ha siz siz olun bastığınız yer de halı da olsa güvenmeyin!
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve Fuar İzmir Yönetim Kurulu Başkanı olarak, Sayın Tunç Soyer’e bir sorum olacak; Bu kaza sizin başınıza gelseydi, bir vatandaş olarak nasıl davranırdınız?
Sağlık ve Sevgiyle Kalın
Aydan TUNCAYENGİN