Daha ne olsun ki!
Daha ne olsun ki!
Açlık var mı, var,
Savaş var mı, var,
Terör var mı, var,
Küresel ekonomik kriz var mı, var,
Doğal afetler var mı, var,
Toplu katliamlar var mı, var,
Çevre kirliliği var mı, var,
İşsizlik var mı, var,
Salgın hastalıklar var mı, var,
Küresel ısınma var mı, var,
Yoksulluk ve yolsuzluk var mı, var,
Zararlı katkı maddesi içeren besinler var mı, var,
Adaletsizlik ve suç oranlarda artış var mı, var,
Nükleer, kimyasal silahlar ve kötü kullanıma yönelik enerjiler var mı, var,
Hayvan ve bitki türlerinin yok olması riski var mı, var,
Kölelik, sömürgecilik var mı, var,
Çarpık kentleşme var mı, var,
Nüfus patlaması var mı, var,
Ahlaksızlık var mı, var...
Daha ne olsun ki!
Var işte, var…
Herkes konuşuyor mu, konuşuyor.
Herkesin konuştuğu yerde bir şey anlaşılıyor mu, hayır! Çünkü o zaman sadece herkes konuşmuş oluyor…
Bir şey yapan var mı, yok!
İnsan değişiyor mu, evet!
Değişirken doğanın onun yaşam sebeplerini güçlü kılan gerçeğinden zarar vererek, uzaklaşıyor mu, evet!
Teknoloji gelişiyor mu, evet!
İnsanlığa faydalı yönde mi gelişip, değişiyor, hem evet, hem hayır... Faydayı kimin, ne amaçla yarattığı önemli. Çünkü her üretim öngörülmeyen sorunlara teslim olabiliyor. İnsan türünün ihtiyaç analizini tespit edemediğimiz bugünlerde her adımımız dünya gezegeninin devamlılığı için risk oluşturmaya başladı. Kapitalist çıkarların çemberine takılan insanlar doğayla savaşarak sonlarını hazırladı. Kimse artık kaçamayacak, net!
Hubert Reeves'in dediği gibi "Doğa ile savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz."
Bu kadar sorun geliştiğini ve değiştiğini söyleyen insanlar tarafından üretiliyorsa, daha ne olsun ki…
Değişen insan ve değişen bilinç insanlığa faydalı mı? Hayır!
İnsan dünya üzerinde sürekli kendi uygarlığını ateşe veriyor...
Bilinçte kuantum sıçrayışı ile birlikte insan kendi sıçrayışlarını gerçekleştirmiştir. Şu anda bu insanların dünyaya demirlediği ve deneyimlediği, yeni bir bilinç mevcuttur. İnsanlar, değişen bu bilinç düzeyinden etkilenmekte ve bu değişim okyanusta bir damlanın değişiminin, tüm okyanusun dinamiğini değiştirebileceği gerçeğini göstermektedir.
Dünya üzerinde var olan bilinci yine insanoğlu belirliyor. Belirlerken de aklı sürekli yok etmeye çalışıyor...
Değişimi, özgürleşmeyi ne kadar reddeder ve sınırlı, kurban bilincinde yaşayan insanlar olma seçiminde ısrarlı olursak, o derece zorlu deneyimler yaşıyoruz... Dünya’da son yıllarda, daha da artan doğal afetler, hastalıklar ve toplu ölümlere, açlık, terör savaş da eklenerek, dünyanın kendini dengelemesi ve temizlemesi için insandan alacağı intikam sürecine hız kazandırıyor.
Seller, fırtınalar, depremler v.b. doğal afetler bu denge kaybı sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkıyor.
Ruhumuz yok olurken, bedenimiz çöp tenekesine döndü!
Gözünü para hırsı bürümüş küresel çeteler ve bunlara çanak tutan sermaye grupları insan sağlığını hiçe sayıyor. Üretilen yiyecekler, içecekler, ilaçlarla insan bedenini esir aldılar. Zamanla çöp tenekesine dönüşen insanların düşüncesi de çöp oldu! Esaret zincirini boynuna geçirmiş, tepkisiz ilerliyorlar. Ne yazık ki, insan gibi yaşamayı istemiyor gibi davranıyorlar.
Bu konuda belirleyici olacak dünya sakinleri olarak bizler ne yapıyoruz?
Bilinçte genişlemeye çalışırken, hiçbir şeyin farkında olamayan/olmak istemeyen bizler en önemlisi sorumsuz olmaya ısrarla devam ediyoruz. Doğal afetlerin, hastalıkların daha da artacağı, ve gelecekte zor deneyimlerin yaşanacağı çok aşikar.
Çözüm aklımızı başımıza toplamak!
Daha ne olsun ki!
Sağlık ve sevgiyle kalın.
Aydan Tuncayengin
www.aydantuncayengin.com